Sonra duruyorsun ve çekiliyorsun köşene.
Düşünmeye başlıyorsun " Ben ne yapıyorum?
Nerede başlamıştım ve şimdi neredeyim? " diye.
Düşünüyorsun yaptığım fedakarlıklarda neyleri feda etmişim ve elimdeki kârım nerede diye.
Düşünüyorsun yuttuğun onca lafları ne kadarı geçip gitmişti, ne kadarı hazımsızlık etmişti diye.
Açıp bakıyorsun kalbine ne kadarı sağlam kalmış, ne kadarı yıpranmış diye.
Hatta sessizliğin ortasında dertleşiyorsun onca zaman uzak kaldığın kendinle...
Görüyorsun insanlar ne kadarda yabancılaştırmış seni kendine.
Kendini tanıyamıyorsun!
Aynada baktığın suretinde ne kadar çizgiler birikmiş.
Sırf yaşamak isteyip de uğrunda onca savaş verdiğin; yer yer gözyaşı döküp, yer yer rüzgarında savrulduğun ama bir türlü yaşayamadıkların yaşlandırmış ömrünü.
Son deminde hayatın fark ediyorsun!
Ne derdin varsa hepsini görmüşsün ve sen uğrunda ölürüm dediğin insanların uğrunda çoktan ölmüşsün.
Değdi mi?
Hayır...
Hayat bitti sadece boş yere, hiç yere...