Derin Psikiyatri'den Psikiyatri Uzmanı Dr. Mustafa Güveli, sosyal fobinin sosyal ortamlarda başkaları tarafından inceleme altında tutulduğu korkusu, performans gösterilmesi gereken durumlarda eleştirilme ya da küçük düşme korkusunun yaşanması olduğunu ifade ederek, “Kişi bu korkunun yaşanmasından kurtulmak için bu tür sosyal ortamlara girmekten kaçınır. Kaçınma nedeniyle kişinin sosyal mesleki ya da aile yaşamı etkilenir” diye konuştu.
Sosyal fobinin genel ve özel olarak iki şekilde görüldüğünü kaydeden Dr. Güveli, şu bilgileri verdi:
“Genel korkular hemen her durum için geçerlidir. Özel; yalnızca özel bazı durumlar için geçerlidir. (Başkalarının önünde imza atmak, yemek gibi). Sosyal fobide en sık karşılaşılan belirtiler şu şekilde sıralanabilir; çarpıntı, titreme, terleme, kaslarda gerginlik, midede rahatsızlık hissi, göğüste sıkıntı hissi, sıcak ya da soğuk basması, başta ağırlık hissi ve baş ağrısı. Bu durumda kişi zaman içerisinde bu belirtilerle yaşamaya alışabilir. Ancak hayatının değişik alanlarını kısıtlamaya başlayan belirtiler bir gün iş güç yapmayı da engellemeye başlarsa işi için tedavisi şart bir durum haline gelir. Yaşanan bu belirtiler kişide derin bir korku ve heyecan hali ile birlikte görülür. Korkulan durumlardan kaçınma davranışı genellikle çok belirgindir. Ve bazen tam bir sosyal yalnızlıkla sonuçlanabilir. Korkulan durumlarda kaçınmak için olmadık şeyler yaparlar. Bir seminer vermesi gereken kişinin seminer iptal olsun diye ayağının kırılmasına bile sevineceğini söylemesi, hatta bunun için dua ettiğini söylemesi olayın ne kadar sıkıntı verici olduğunu anlatmak için yeterli olur sanırım.”
Psikiyatri Uzmanı Dr. Mustafa Güveli, sosyal fobisi olanların genelde topluluk önünde konuşmak, bir işle uğraşırken seyredilmek, başkalarının önünde yemek yemek-içmek, otorite konumundaki kişilerle temas etmek, misafir kabul etmek, başkaları ile tartışmak, toplulukta telefonla konuşmak, tanımadığı kişilerin gözlerinin içine bakmak, ilgi odağı olmak, başkalarının önünde yazı yazmak gibi durumlarda sosyal fobi belirtilerini yoğun olarak yaşadıklarını söyledi. Dr. Güveli, sosyal fobi belirtilerini bazen kişinin kaygı belirtilerinden birisi imiş gibi düşünebildiğini belirterek konuşmasını şöyle tamamladı:
“Korkulan durumdan kaçma davranışı genellikle çok belirgindir. Tam bir sosyal yalnızlığa yol açabilir. Başlangıç yaşı sosyal fobide çok erkendir. Hastaların yüzde 40’ında başlangıç yaşı 10’un altındadır. Hastaların yüzde 95’inde ise başlangıç 20’nin altındadır. Okul fobisi olan çocukların yüzde 40’ında ise sosyal fobi olduğu belirtilmektedir. Sosyal fobinin başlama yaşının erken olması ciddi sorunlar doğurur. Okul başarısı etkilenir. Bazıları okulu bırakmak zorunda kalır. Yine birçok psikiyatrik rahatsızlığın ortaya çıkmasına da yol açabilir. Bunların içinde en önemlisi depresyon, alkol bağımlılığı ve ilaç bağımlılığıdır. İntihar düşünceleri ve girişimleri sosyal fobide yaşanan sıkıntıya bağlı olarak sık görülmekle birlikte sosyal fobiye başka psikiyatrik rahatsızlıklar ilave olduğunda daha da artmaktadır. Dolayısıyla sosyal fobi bir an önce tanınmalı ve tedavi edilmelidir.”