Sosyal medya aileyi olumsuz etkiliyor

Sosyal medyanın artık yaşamın bir parçası olduğunu belirten Psikiyatrist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, sosyal medya kullanımının aile ilişkilerini olumsuz etkilediğini açıkladı.

Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Psikiyatrist Yrd.Doç.Dr. Rıdvan Üney, “Sosyal medya, artık yaşamın bir parçası oldu. Doğru-yanlış tartışmalarının ötesinde bir gerçek olarak hayatımızın ortasında. Cep telefonlarının ve internetin bulunduğu her ortam artık sosyal bir ortam. Yani, artık çantamızda, cebimizde sosyal ilişkilerimizi taşıyoruz ve her an sosyal çevremizin yaptıklarından haberdarız. Ülkemizdeki bir araştırmada sosyal medya kullanıcılıların günlük 3 saat sosyal medya karşısında zaman geçirdiği görülmüş. Bu yıl haziran ayında yapılan bir araştırmada ülkemizde en çok kullanılan sosyal medya alanları sırasıyla; Youtube, Facebook, İnstagram, Twitter, Whatsapp ve Massenger olduğu görüldü. Dünyada ise, iki buçuk milyardan fazla insan sosyal medyayı kullanıyor. Sosyal medyayı uygun bulup bulmamanın ötesinde, bu gerçekle nasıl uyum sağlayabiliriz kısmı önemli bir hale geliyor” dedi.

 


Sosyal medyanın olumlu ve olumsuz tarafları olduğunu ifade eden Dr. Üney, “Her an arkadaşlarımızın yaptıklarından haberdar olmak, kısmen yalnızlığımızı unutturuyor, kısmen uzak olduğumuz kişilerin yanımızda olduğunu hissediyoruz. Bununla birlikte sosyal medya günümüzde birçok kişi için ne kadar sevildiğini, ne kadar önemsendiğini veya ne kadar beğenildiğini ölçme aracı haline geldi. Takipçi sayısı, yapılan yorumlar, “like”lamak insanların önemli bir kısmı için çok önemli, hatta kendi değerini biçmek kadar. Kuşkusuz sosyal medyanın ilişkilere de önemli bir etkisi oldu. Uzun zamandır bu etki tartışma konusu.

 

Bazıları olumlu taraflarını savunsa da genelde ilişkileri bozduğu yönünde konuşmalar ve yazılar var. Sosyal medyanın ilişkilere yararından çok, ilişki kurmaya yararı vardır. Birçok yüz yüze ilişki kurma sorunu yaşayan insan için, sosyal medya kanalıyla ilişki kurma şansı bulmuştur. Bununla birlikte; ülkenin başka bir köşesindeki, hatta dünyanın başka bir köşesindeki birisiyle tanışıp bir ilişki geliştirme olasılığı olmuştur. Ayrıca aynı şehirde, aynı semtte hatta aynı binada yaşayan ya da çalışan insanlar bu şekilde birbirlerine ilgilerini belli etme olanağı bulmuşlardır. Bir nedeni aynı sosyal ortamda olamayan insanlar, sosyal medya sayesinde aynı sosyal ortamı paylaşma şansını yakalamışlardır. Günümüzde sosyal medya aracılığı ile kurulan ilişkilerin bir kısmının, evlilikle sonuçlandığını görmekteyiz. Ancak kurulan ilişkileri her zaman olumlu etkilemekte midir, burası bir soru işaretidir” diye konuştu.

“Ülkemizde her 5 evlilikten biri aldatma nedeniyle son buluyor”


Sosyal medyanın başka kişilerle ilişki kurmadaki sabıkası düşünüldüğünde, aldatmayı kolaylaştırdığını kaydeden Dr.Üney, “Ancak aldatma nedeni sadece sosyal medya mıdır? İnsanların aldatma gerekçelerinin en önemlileri; çatlamış bir ilişki, katlanılamaz sorunlar, intikam gibi nedenlerdir. Bunların çoğu, sorunlu bir ilişkiye işaret etmektedir. Bu durumda kişiler sorunlu bir ilişki yaşadıkları için aldattıkların da, bunun sorumlusu sosyal medya olabilir mi? Sosyal medya aldatmak isteyen birisi için kolaylaştırılmış bir alandır. Yüz yüze tanışmadığınız birisiyle konuşurken gerçeği gizlemek, yalan söylemek gibi durumlar daha kolay olabilmektedir. Biliyoruz ki insanlar farklı kimlikler, farklı isimler, farklı fotoğraflarla insanlar kendilerini tanıtıyor ve “fake” hesaplar açabiliyor. Bu da aldatma öncesi bir ip ucu olarak değerlendirilebilir.

Sosyal medyanın aldatmalarda ki rolü, çoğunlukla bu niyette olan biri için kolayca diğer insanlara ulaşabilmesidir. Bu durumda; kişilerin sosyal medyayı suçlamaktan çok, ilişkilerinin ne durumda olduğunu fark etmesi gerekir. Eğer ilişki kötü gidiyorsa birbirini suçlamadan çözümler bulmak, ilişkide kendisinin ve karşı tarafın yanlış tutumlarını beraberce değerlendirmek daha önemlidir. Bunu önemsemeyip, aldatan kişinin aldatmak için bulduğu kişiyi, nereden bulduğu çok da önemli olmayabilir. Kişi aldatacağı kişiyi iş ortamından ya da herhangi bir sosyal ortamdan bulabilir. Bu nedenle; ilişki kötü gittiği sürece karşı tarafın sosyal medya kullanımını kısıtlamak çok da bir işe yaramayacaktır. İlişkisi iyi giden çiftler de, zaman zaman sosyal medya nedeniyle aldatılmaya maruz kalabilmektedirler. Bunun en önemli nedeni ise sosyal medyadan ya da herhangi bir yerden tanıdığı kişinin ayartıcı davranışları olabilir. Eski sevgili, sorunlu bir ilişki yaşayan kişiler, intikam almak isteyen kişiler de kendilerine av arayabilmektedirler” ifadelerini kullandı.


Aldatmaların genelinde, temel güven duygusunun eksikliğinin yattığını vurgulayan Dr. Üney, “Kişi eğer kendine güvenmiyorsa ancak birisi onu onayladığında kendine güvenebilecektir. Bu onaylanma cinsel ya da duygusal olabilir. Her ne şekilde olursa olsun; kendine ait ilişkisi olduğu halde, diğerlerinin onaylamasına ihtiyaç duyan kişiler, yani aldatanlarda bir sorunu olması yüksek ihtimaldir. Tabii ki benim kendime güvenimde sorun var bu yüzden aldatıyorum bahanesi gerçekçi değildir. Ancak kişinin temel güven duygusu yeterince gelişmemiş ise bu konuda profesyonel bir yardım alması uygun olacaktır” dedi.

“Sosyal medyanın karşısında uzun zaman geçirmek bir sorun olarak değerlendirilebilir”


Ülke de her iki boşanmadan birisinin nedeninin ilgisizlik olarak ortaya çıktığını belirten Dr. Üney, “Bu durum flörtlerde ayrılma nedenlerinin de başında gelmektedir. Sıkça duyduğumuz söz, “Elinde sürekli telefon, sosyal medyayı takip ediyor”. Dikkat alanımızda ne varsa, gündemimiz genelde o olur. Örneğin; sürekli siyaset konuşuyorsak, her şeyi onunla ilişkilendirebiliriz. Böyle bakıldığında sürekli sosyal medya ile ilgilenen kişi de, oradaki kişilerden etkilenebilir.

 

Sosyal medyanın karşısında uzun zaman geçirmek bir sorun olarak değerlendirilebilir. Hatta bazı kişiler sosyal medyada takip ettiği kişilerin neşeli ve eğlenceli yaşantılarını görüp, kendisi yaşayamıyorsa depresyona bile girebilir. Yani sosyal medya özendiricidir. Bu nedenle uzun süre sosyal medyayla ilgilenmek ilişkileri zedeleyebilecektir. Bugün birçok ilişkide güven sorunu yaşanmaktadır. Aslında insanlar flörtlerine ya da evli olduğu kişilere mutlak güven duymak isterler. Gizli saklı davranışlar, güveni zedeleyebilmektedir. Dolayısı ile; karşısındakinin hayatında neler olup bittiğini anlamaya çalışmak, normaldir. İlişkilerde karşısındakinin, sosyal medyada da neler yaptığını bilmek doğaldır.

 

Bunu kabul etsek de etmesek de, insanların yeni sosyal ilişki alanı sosyal medyadır. İlişki içinde olduğumuz birinin, gününü kimlerle ve nasıl geçirdiği bizim için önemlidir. Telefona şifre koymak, sosyal medya hesabında neler olup bittiğini göstermemek güven sorununa yol açabilmektedir. Danışanlarımızın ilişkilerinde sosyal medya ile ilgili sorun yaşadığını ifade ettiklerinde, sonuna kadar açıklık konusunu gündeme getirmekteyim. Açıklık, şüphe ve aldatmaların önündeki en büyük engeldir. Bazı çiftler(evli ya da flört ilişkilerinde) birbirlerinin sosyal medya şifrelerini bilmek isterler. Bu doğaldır. Ancak, karşı tarafın sosyal medyasına sürekli girmek ve bununla ilgili çok zaman kaybetmek uygunsuzdur. Ayrıca birlikte olduğu kişinin sosyal medyasına girerek onunla ilişkisi olduğunu düşündüğü kişilere hakaret mesajları atmak, listesinden çıkarmak, engellemek de uygun bir davranış değildir. Bu izinsiz yapılamaz. Bu durumdaki güven sorunu, ilişkiyi olumlu değil olumsuz etkileyecek, hatta belki de sosyal medyada aldatma için bir zemin bile hazırlayabilecektir” açıklamalarında bulundu.

“Hoşlandığı kişinin kendisine ilgisini sosyal medyadan ölçebilmeye çalışırlar”
 

Dr. Üney, "Bazı kişiler sosyal medya paylaşımlarının ne kadar ve kimler tarafından beğeni aldığını çok merak ederler.Hatta hoşlandığı kişinin kendisine ilgisini buradan ölçebilmeye çalışırlar. Bu durum da ilişkiler de sorun oluşturabilmektedir. Kendisinin paylaşımını beğenmeyip, başka birinin paylaşımını beğenmesini bir aldatılma gibi algılayan kişiler mevcuttur. Çok da önemli olmayan bu durumun aşırı abartılması da ilişkiyi zedeleyebilmektedir. Sosyal medya bazen ilişkilerin kanını emen bir vampire benzetilmektedir. Kendine güvenmeyen inşaların burada onaylanma ihtiyacını gidermesi açısından bir tehlikesi olduğu açıktır. Ancak birliktelik yaşayan kişilerin sorunlu olan ilişkilere kafa yormadan sadece sosyal medyayı suçlamaları da uygun değildir ve çözüm oluşturmaz. Bunların ötesinde sosyal medyaya gereğinden fazla zaman ayırmak da aldatma ve güven problemleri oluşturduğu da günümüzün gerçeğidir” şeklinde konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri