SOSYAL MEDYA HADSİZLERİ

Banu Pirinçcioğlu

Sosyal medya olmasaydı eğer, ne kadar geri ne kadar cahil bir toplum olduğumuzu bilmeyecektik. İyi ki sosyal medya var. Okuma yazmayı öğrenmiş,sonra eline uzun yıllar kalem kağıt almamış bir sürü insanımız klavye başında görüş bildiriyor. Okuma yazması kıt ancak fikri zengin. Yazıyor da yazıyor. Tutabilene aşkolsun.

Daha çok saçmalıyor aslında. Genelde yazdıklarını okumak için dekoder gerekiyor.

Herkesin kendi tercihi tabii, bizi ilgilendirmez.

Cehalet bir tercih meselesidir.

Belli bir yaşa geldikten sonra cahil kalıp kalmamak kişinin kendi tercihidir.

Sosyal medyada herkesin hesabına ulaşabiliyorsunuz.

Dolayısıyla iki kelimeyi bir araya getirebilen bir kişi kalkıp Donald Trump'ın twitter veya instagram hesabına yazabiliyor.  Gerçek hayatta karşılaşma imkanı sıfır olan kişilere eğer canı isterse küfür ediyor, hakaret ediyor.  Çünkü artık herkes bir klavye uzaklığında.

Bazı ünlü tanınmış kişilerin hesabına yazamazsınız. Yoruma açıktır ancak sadece kendi arkadaşları yazabilir.  Siz yorum yazmak isterseniz şöyle bir uyarı görürsünüz "bu gönderideki yorumlar sınırlandırılmıştır".

Yani diyor ki, ben senin saçma sapan sinir bozan yorumlarını okumak zorunda değilim.

Utanmadan çocuğuna dil uzatabiliyor, karısına sövüyor. Artık kişisel tatmini o anda nasıl uygun görüyorsa öyle yazıyor. 

Daha düne kadar televizyonda gördüğüne bir klavye kadar uzak olunca haddini aşıyor.

Gidip baksanız mahkemeler bu gibi insanların neden olduğu davalarla dolu.

Eskiden sosyal medya davası diye birşey yoktu, olamazdı.

Olsa olsa bana küfür etti, hakaret etti davası vardı. Ki o da birisinin yüzüne söylemek yürek istediği için o kadar çok değildi.

Yani sosyal medya çıktı hadsizlik çoğaldı.

Kendini bilmeyen,  kompleksini yenememiş kim varsa sosyal medyada.

Ülkenin cahil ve okumamış kesiminin ne kadar çok olduğunu düşünürseniz, sosyal medya neden bu kadar kirli daha iyi anlarsınız. 

İyi ki sosyal medya var da cehaletimizi ölçümleyebiliyoruz. Buna da şükür.