MEDYA EGE - Çeşme Kültür ve Turizm Projesine ilişkin, İzmir Büyükşehir Belediyesi, meslek odaları ve çevre örgütlerinin açtığı davada Danıştay 6. Dairesi’nin ‘hukuka uygun’ kararı verdi.
İzmir Mimarlık Merkezinde konuya ilişkin bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, İzmir Barosu, TMMOB, İzmir Tabip Odası, EGEÇEP, çevre örgütleri ve çevreciler katıldı.
Basın toplantısında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a seslenerek projeden vazgeçilmesini talep etti.
Başkan Soyer şunları aktardı; “Projenin devamı ile ilgili bir de sit alanları ile ilgili alınan karar var. Bundan sonrası hukuk gereğini yapacaktır diye düşünüyoruz. Avukatların İzmir'in geleceğini koruyacaklarına bütün kalbimizle inanıyoruz. Sayın bakanımıza bir diyalog çağrısı yapmak istiyorum. Bu proje birçok çevreler tarafından farklı isimlerle tabir edildi. Sözün sonunda bu projeyi İzmirli istemiyor. İzmir'in kurumları istemiyor. Meslek odaları istemiyor, kimse istemiyor. Birçok gerekçesi var. Bir tane gerekçeyi söyleyelim. 15 turizm bölgesi var, kapasitesi yüzde 15'ler civarında. 'Büyük bir ihtiyaç var da onun için yapıyoruz' denilecek bir durum yok. 16 bin hektarlık dev bir alanın turizm bölgesi olarak ilan edilmesinin yaratacağı tahribatı hepimiz çok iyi biliyoruz. İzmir'in çok önemli projeleri var. Kemeraltı UNESCO Projesi var. Kaynaklarımızı iyi kullanarak Kemeraltı'nı dünyanın en iyi açık hava alışveriş merkezi yapabiliriz. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iş birliği yapmaya hazırız. Çeşme Projesi'nden vazgeçin. Sayın bakan, İzmir'in sizlerle yapılabilecek çok projesi var. Gelin beraber yapalım.”
İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da yaptığı açıklamada Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun daha önce projeyle ilgili aldığı yürütmeyi durdurma kararına dikkat çekerek “Bu yeni kararla birlikte, güneye doğru orman olarak tescilli alanlar, kıyılar, deniz alanı ve koruma alanları, mera alanları, tarım alanları ve hatta Carufa Adası da dahil edilerek, önceki 11 adet turizm alanı ile birlikte Yarımadanın %40'ına tekabül eden bir bölge turizm alanı olarak ilan edilmek suretiyle, bu alanda bir üst hakkı ve kullanım olanağı yaratılmak istenmiştir. Bu kararla birlikte, İzmir İlinin ormanlarının turizmde kullanılacak oranı çok aşılmış, koruma alanları, özel mevzuata tabi, Anayasa ve yasalarla koruma altındaki alanlar, turizm yatırımına elverişli hale getirilmiştir" dedi.
Bilirkişi heyetinin yaptığı keşifi hatırlatan Yılmaz bölgenin önemini şu sözlerle ortaya koydu; "Kararın iptali için Danıştay 6.Dairesinin 2020/3285 E sayılı dosyasına kayden açmış olduğumuz davada, 27.Ekim.2022 tarihinde, bölgede keşif yapılmış ve seçilen bilirkişiler; şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir kara alanını ve 2.292 hektar deniz alanını da kapsayan bir sınır belirlendiğini, Çeşme KTKGB sınırlarının kara bölümünde kalan alanın % 65 inin üst ölçekli planlarla yapılaşmaya, kullanmaya, geliştirmeye kesinlikle açılmaması gereken “nitelikli alanlarından oluştuğu, 16.000 hektarın üzerindeki bir alanın tümüyle halka kapatıldığı, “gerekçe raporu” ve “kapsam belirleme raporunun” gerçekleri yansıtmadığını ve alan belirleme kararında “kamu yararı” bulunmadığını belirterek 190 sayfadan oluşan raporlarını Daireye teslim etmişlerdir. Her derecede mahkemeler, davanın konusu, özel araştırma ve teknik bilgiyi içeren konularda, bilirkişi incelemesine başvururlar, bu davada bu yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır."
Danıştay Dairesinin bilirkişi heyetinin görüşlerini dikkate almadığını söyleyen Yılmaz "Her nedense hukuki gerekçesi ile elde edilen bu rapora uymadıklarını belirterek, Daire Başkan yardımcısının muhalif oyu ve oy çokluğu ile yürütmenin durdurulması talebimizi reddetmişti. Dairenin bu red kararının kaldırılması ve yürütmenin durdurulması kararı verilmesi için başvurduğumuz, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu (DİDDK), bilirkişi raporunu da değerlendirmeye alarak, Danıştay 6. Dairenin red kararını kaldırmış ve yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir. Kurul kararında, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, uygulanması halinde giderilmesi güç veya imkansız zararlar doğmasına yol açacağı tespit edilmiştir. DİDDK’nin yürütmeyi durdurma kararındaki maddi ve hukuki koşullar hiç değişmediği halde, Danıştay 6.Dairesi, “hukuki belirlilik”, “hukuki istikrar” ve “hukuki öngörülebilirlik” ilkelerini de yok sayarak açıkça hukuka aykırı olan davanın reddi kararı vermiştir. Kararın ikiye karşı üç oyla oyçokluğuyla alındığını da vurgulamak isteriz" diye konuştu.
Kararı tüm müvekkiller adına temyiz edeceklerini duyuran Baro Başkanı Yılmaz, “Temyiz talebimiz, daha önceki yürütmenin durdurulması kararını veren Danıştay İdari Dava Daireler Kurulu tarafından incelenecektir. Kararın bozulması yönünde sağlam hukuki gerekçeler, yargılama aşamalarında elde edilmiştir. Umarız hukuka uygun karar verilir, hak ve adalet yerini bulur. Her iki karar birlikte değerlendirildiğinde, ülkemizde, bu kadar büyük bir alan için yürütülen işlemlerin, mahkeme kararları ve bilirkişi raporları doğrultusunda, sorumluluk içinde hareket ederek, büyük ölçüde kamu zararının oluşmasına neden olunmaması için durdurulması gerekmektedir” dedi.
Yarımadada telafisi olanaksız zararlara yol açacak oldu bittiler yaratılmak istendiğine işaret eden Yılmaz sözlerini “Temyiz başvurumuz hakkında karar verilene kadar yeni işlem ve eylem yapılmamalıdır. Ülkemiz, İzmir, Çeşme ve Urla halkına, basına, kurumlara, devletin ilgili birimlerine, saygı ile duyururuz” cümleleri ile sonlandırdı.