Sevgili Canlar;
Maalesef her yıl, 24 Nisan'dan bir hafta öncesinde başlayan; "acabâ Amerikan başkanı, soykırım diyecek mi demeyecek mi" tartışmları, bu sene de aynı terânede devâm etti.
Her gün binlerce insanın salgın nedeniyle vefât ettiği dünyâmızda, bu kadar saçma bir konu nasıl da anlamsızca bu kadar gündem oluşturur, bu da ayrı bir ilginçlik tabii ki!
Yâni 70 küsûr yaşındaki dangalak, bidon kafalı zikir etse ne olur, etmese ne olur..?
Târih ortada...
İddiâ ortada...
Her şey ortada...
Bu kadar açık, alenî bir olayı, hâlâ niye tartışıyoruz?
Türkiye Cumhûriyeti vatandaşı olan Ermenîler, bu vatana bağlı oldukları sürece, bizim kardeşlerimizdir; canlarımızdır. Bunu, hiçbir karar değiştiremez.
Sevgili Canlar;
Mâdem ki bu konuya girdik, çok kısa birkaç örnekle bu konuya hâkim olmanız açısından bilgi vereceğim.
Şimdi... Yapıldı denen sözde Ermenî soykırımının târihi, bizim Çanakkale Savaşı dönemi.
Biz, değil Ermenîlere soykırım yapacak orduyu Anadolu'da tutmak, 14 yaşındaki delikanlıları bile cepheye gönderiyoruz.
İddiâ edilen sayı; 1.500.000 kişi ve müddet ise 7 ay... Yâni, sözüm ona; 7 ayda 1,5 milyon Ermenî'yi katletmişiz!
Şimdi, bu aptalca iddiâya güler misin, ağlar mısın? Dünyânın dönemi için en kuvvetli gücü Hitler Almanyası'nın dâhi 5 yılda öldür öldür bitiremediği gibi; hattâ 5 büyük yakma, zehirleme kampları ve fabrikaları, 6 yılda 3 milyon suçsuz Yahudî'yi ancak katledebildi.
Şimdi, hangi akıl terâzisi bozuk zihniyet, bu komik ve saçma yalanların ardını tutmuş da sözüm ona, bizi utanca mahkûm edecek!
Evet o târihte Anadolu'da vâr olan 1,5 milyon Ermenî, kâğıt üzerinde yok oldu. Bu doğrudur...
400 bin Ermenî Suriye'ye,
850 bin Ermenî ise Rusya'ya göç etti ve hâlâ oralarda kök salmış vazîyette yaşamaktadırlar.
Bu göç esnâsında, maâlesef binlercesi de yollarda, hayâtını kaybetmiştir.
O dönem, bizim memleketimiz dediğimiz Anadolu, Rus işgâli altındaydı ve at izi ile it izi, birbirine karışmıştı.
Ama hiçbir zaman, şerefli ordumuz tarafından kapsamlı, taksîrli bir soykırım, söz konusu değildir.
Bu göç, tabii ki isteyerek olmadı; ancak o zamanki şartlar, olayın maâlesef bu hâle gelmesine sebep oldu.
Bu sayılar hâricinde, Batı'daki Ermenîlere kimse müdahâle etmedi.
Eğer Doğu'dakilere bir soykırım yapılsaydı, misâl İstanbuldaki on binlerce Ermenî de sağ kalır mıydı?
Neyse... Peki, Ermenîlere bir zulüm yapılmadı mı? Evet, yapıldı. Bu neydi? Sürgün...
Maâlesef, gerek onların emperyalist devletlere inanarak, rahat durmamaları; gerekse bizim yöneticilerin tutumu, bu olayı, bu hâle getirdi.
Bunu anlamak da öyle kısa bir dönemi incelemek değil; koskoca 150 yılı ortaya koymaktan geçiyor.
Evet, 1915’i anlamak istiyorsak, tam o 150 seneyi incelemek lâzım.
Ancak o zaman o devirde, nasıl bir büyük göç ve ölüm hareketi yaşandığını görebiliriz. Eğer bunu bütünüyle ele alırsak, o zaman bunun insanlığa karşı, herkes tarafından, o dönemki tüm millî devletler tarafından işlenmiş bir suç olduğu, ortaya çıkar.
Buna Müslüman da mâruz kalmış, Rum da, Ermenî de… Çünkü, maâlesef millî devletlerin kuruluşunda, bu gibi acı safhâlar vardır ve bir bakıma, her yerde olmuştur. Elbette bu, hiçbir acıyı hafifletmez ama bize, o dönemi açıklar.
Sevgili Canlar;
Sayfalar sürecek bir konuyu, çok kısa ve net biçimde anlatmaya çalıştım.
Büyük Türkiye Cumhûriyeti vatandaşı olan her Ermenî, bizim kardeşlerimizdir.
Allah, bütün dinlere mensup vatandaşlarımızla birlik ve dirligimizi bozmasın.
Vesselâm...
Erdal Özyıldız