Bütün sevgi sözcükleri dondurulmuş soğukta/
Ateş gibi hırs açık pazarlarda.
Kapatılan bilinçler bir bir kırılıyor/
Mermer gibi sıcak porselen tabaklarda.
Atları bir tutam ot için yamaçlara çekenler/
Atlar, bin pişman nallar havalarda.
Yedi kıtayı seyre daldığını dikte eden derviş/
Bir kuru soğan için çıkmaz sokaklarda.
İrili ufaklı taşlar dizilmiş üst üste meçhul/
Taşlar kuma özenmiş çimento şakaklarda.
Aynalı kapılar var, cümleler kimliksiz eşik/
Tutarsız nutuklar atılır cicili konaklarda.
Anadan üryan paraya duyulan haz/
Nice yiğit idealler parçalanır keş sunaklarda.
Derdi insan olan bilgeler sanki veremli hasta/
Bütün melun sahtekarlar kucaklarda.
Şürekanın tek gayesi kaçak basamak çıkmak/
Beyne kan gitmese ne olur, hüner bacaklarda.
Sözler afili ambalajlı bir dolu zehir/
Doğruya ateş bulamadılar daha yakacaklar da.
Sahiden insan neyi sevmeli/
Akacak söz zihinde durmaz, konuşacaklarda.
Bir dirhem iyilik için kırk söze ne gerek/
Ortalık zifiri olsa da korkusuz yapacaklarda.
Sağ salim yerine ulaşan her kelime hür/
Kağıt ve kalem köle olur gerçeği yazacaklarda.
Her zerre yola bir nefer olur/
Hakikate giden bir yol açacaklarda.
Av.Yusuf AKIN/20.08.2022/İzmir