Değerli Okurlar;
1995 yılından beri her 11 Temmuz günü, akıllarımıza; ‘Srebrenitsa’da yaşanan o elem dolu günü, o alçakça katliamları hatırlatmaktadır ve hatırlatmalıdır da! Hâfızalarımızı tâze tutmak ve bir daha aynı acıları yaşamamak adına, belleklerimizi o güne döndürerek, hep birlikte hatırlayalım…
Târih, sâhip olacağı en kanlı ve acımasız katliamlardan birine sahne oluyordu: 11 Temmuz 1995; Srebrenitsa Katliamı! II. Dünya Savaşı’ndan sonra, Avrupa’da yapılan en büyük insan katliamı ve etnik soykırım olarak dünyaya kazınan katliamda, genci yaşlısı ayırt edilmeden öldürülmüştü. En az, 8.372 Boşnak sivilin öldürüldüğü katliamdan geriye kalan bedenler, hâlâ o toprakların altında…
Dünyada Soğuk Savaş döneminin sona ermesinin ardından yaşanan gelişmeler, altı federe cumhuriyetten oluşan Yugoslavya’nın da dağılmasına neden oldu. Yugoslavya’yı meydana getiren cumhuriyetlerden biri olan Bosna, 1992 yılının Şubat ayında yapılan bir referandumun ardından bağımsızlığını ilân etti. Ancak Bosna’nın bağımsızlık kararını tanımayan Sırplar, Saraybosna’yı kuşatma altına alarak; üç buçuk yıl süren Bosna Savaşı’nı başlattılar.
1995’in Temmuz ayında, Srebrenitsa’da Sırp ordusu, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yaşanan en büyük soykırımı gerçekleştirdi. Sırp kuvvetleri, etnik temizliğe mâruz kalan Bosna’nın doğu yakasında, tüm dünyanın gözleri önünde, Boşnaklara karşı her türlü savaş suçunu işledi. Sırp kuvvetleri, Srebrenitsa’da; beş gün içinde 8.372 Boşnak’ı öldürdü, yüzlerce kadına ve küçük yaştaki kız çocuğuna tecâvüz etti! Bir gün içerisinde, 20.000’in üzerinde mültecî ülkeden zorla çıkarıldı.
Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM tarafından “güvenli bölge” olarak ilân edilen ve 400 Hollandalı barış gücü askeri tarafından korunan Srebrenitsa’ya sığındı. Sığınmacılardan yaklaşık 25.000’i, barış gücü askerlerince Srebrenitsa’ya birkaç kilometre mesâfedeki Potaçari’de bulunan bir akü fabrikasına yerleştirildi. Fabrikadaki savunmasız binlerce Boşnak, Hollandalı askerlerce 11 Temmuz 1995’te ‘Ratko Miladiç’ -nâm-ı diğer “Sırp Kasabı”- komutasındaki Sırp askerlerine teslim edildi. Müslümanların toplanan silahlarını geri almak için yaptıkları başvuru, sorumlu Hollanda komutanı ‘Thom Karremans’ tarafından reddedildi.
Srebrenitsa’daki kıyımdan Tuzla’ya kaçmaya çalışan 12.000’i aşkın Boşnak, dağlık güzergâh üzerinde pusu kuran keskin nişancı Sırp askerleri tarafından âdeta tek tek avlandı. Dağlardaki bu zorlu kaçış yolundan, yaklaşık 3.000 kişi sağ olarak Tuzla’ya ulaşabildi. Srebrenitsa’dan Tuzla’ya uzanan yolda 10 gün içerisinde 10.000’den fazla kişi katledildi. Etraftaki bölgelerden kaçan Boşnakların göçü sonucu Srebrenitsa’nın nüfusu; 60 bine yükseldi Su, gıda ve tıbbî malzeme kıtlığı başladı. 2 yıl içinde, çok az sayıda insânî yardım konvoyunun girmesine müsaâde edilmişti.
Srebrenitsa’da yaşanan bu katliam, Avrupa’da hukuksal olarak belgelenen ilk soykırım olarak târihe geçti. Bosna’da üç buçuk yıl devam eden savaşta; 312.000 kişi hayâtını kaybetti; 2 milyon kişi, evini terk etmek zorunda kaldı!
Tekrar yaşanmaması ümîdiyle bir kara leke olarak târihe geçen bu günleri, unutmayalım; unutturmayalım!
Esen kalın…
SEFA YAPICIOĞLU