1942 doğumlu İngiliz bilim adamı, teorik fizikçi, evrenbilimci, yazar ve profesör. Hayatını, hayatın ve evrenin sırlarına cevap bulmaya adamış bir insan. Üstelik bunu, 21 yaşında yakalandığı ALS hastalığına rağmen yapıyor.
Doktorlar, en çok 2 yıl yaşayabileceğini öngörüyorlardı. Ama o, 52 yıldır bu hastalıkla yaşıyor. Onu hayatta tutan şeyse, HERŞEYİN TEORİSİNİ BULMA hedefi. Bu hedefine de çok yakın olduğunu söyleyebiliriz.
Önce ayakları, sonra elleri derken vücudundaki kontrolünü adım adım kaybederken, evrenin ve hayatın gizemine de adım adım yaklaşan bir bilim insanı o. 1985 te dramatik olarak, ses tellerini de kaybettiğinden bu yana, özel bir tekerlekli sandalye, bilgisayar karışımı olağan dışı bir araç sayesinde gözüyle konuşuyor. Mekanik ses tonuyla etrafındakilerle ve tüm dünya ile iletişim kurabilen Hawking, deyince akla, KARA DELİKLER geliyor.
Bana kalırsa Newton’un KÜTLE ÇEKİM kuramı, Einstein’ın İZAFİYET TEORİSİ ve Bohr’un QUANTUM FİZİĞİ TEORİLERİNİN –ki her birisi bir biriyle çelişir gibi gözükse de- bilim dünyasında derin izler bırakan dehaların teorilerini HERŞEYİN TEORİSİNDE bir araya getirip, binlerce yıllık sorulara gerçekçi yanıtlar veren ve vermeye de devam eden bir deha Hawking. Gözü kulağı şu anda CERN’den veya CERN’in ABD’deki muadilinden gelecek haberlerde.
HAWKİNG, Kara Deliklerle ilgili tezlerini, matematiksel kesinlikle ispatlamış ve evrenin yaşının 14 milyar yıl olarak saptamış, paralel evrenlerin, beyaz deliklerin ve daha bir çok bilim kurgu ifadesinin fiziksel olasılığına dair cevaplar bulmuşken, aradığı yanıtı bulmaya da yakın ama bir o kadar da yatalak halde 52 yıldır kendisini 2 yıl içinde öldürebilecek bir hastalıkla mücadele etmekten de yorgun düşmüş bir adam. Eş, baba ve çok şey.
Bu hikayeden çıkan ana fikir ne derseniz;
Hawking, bilimsel merakı ve cevap arayışı sayesinde hayata tutunmuş bir dehadır. Bu halde yaşamayı sevdiğinden değil, sorularına cevap bulmak için yaşama tutunmuştur. Uçurum kenarından düşerken takıldığı bir dal gibi, dal kırılana kadar manzaranın keyfini çıkartmaktadır. O cevapları bulduğunda biz de bulmuş olacağız. Bilim inanılmaz keyifli bir şeydir.
Ha bir de şöyle bir sonuç var çıkardığım. Led lambalı ekmeklik projesine destek veren TÜBİTAK’ın bu kafayla daha 40 fırın ekmek yemesi gerektiğidir. Bu arada CERN projesi masraflı diye TÜBİTAK bu projeden ayrılmıştır.
“TÜBİTAK Genel Kurulu başkanı Selahattin Ermeneğin bir panelde CERN’le ilgili yaptığı açıklamaya bilim camiasından sert tepki geldi.
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde düzenlenen “Kuantum Paradigması ve Parçacık Fiziği Hakikati” panelinde söz alan Gazi Üniversitesi Nükleer Fizik Bölümü üyesi Prof. Dr. Selahattin Ermenek, CERN’de devam eden büyük hadron çarpıştırması deneyini Allah’a şirk koşmak olarak niteledi.” BASINDAN
Tübitak’ın diğer projeleri için faydalı linkler aşağıdadır.
TÜBİTAK yarışmasında "Kansere Karşı Dua" projesi
http://www.cnnturk.com/turkiye/tubitak-yarismasinda-kansere-karsi-dua-projesi?utm_content=buffer266b6&utm_medium=social&utm_source=twitter.com&utm_campaign=buffer
https://indigodergisi.com/2016/03/tubitak-bir-selam-da-bizden-size-selamunaleykum/