İstanbul Bilgi Üniversitesi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇESUAM) araştırmacılarının, Kızbaşına Platformu ve British Council desteği ile yaptığı bir araştırmaya göre gençlerin su krizi ile mücadelede su faturalarının yüzde 20 arttırılması kararına verdikleri desteği etkileyen çeşitli faktörler var.
İklim ve su krizi, milyarlarca insanın gıda güvenliğini ve yaşam koşullarını tehdit ediyor. Bu durumun bir sonucu olarak iklim göçleri, önlem alınmaması durumunda kaçınılmaz oluyor. Türkiye, Akdeniz Havzası'nda yer almasından dolayı iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkeler arasında gösteriliyor.
900 gençle saha araştırılması yapıldı
Gençlerin bu sorunların çözümüne katkıda bulunmalarını sağlamak, bakış açılarını öğrenmek ve farkındalıklarını ölçmek amacıyla kapsamlı bir saha araştırması gerçekleştirildi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, İşletme Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. Serda Selin Öztürk ve Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Uğur Özdemir’in yer aldığı araştırmada 18-35 yaş aralığındaki 900 gencin, iklim ve su krizi göçleri dahil bunlara bağlı sorunlar hakkında ne düşündükleri, su krizini önlemek için neler yapabilecekleri, ekonomik olarak güçlü olmaktan ne anladıkları incelendi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇESUAM) araştırmacıları ve Kızbaşına Platformu tarafından British Council desteği ile yapılan "Doğa Kadın Kurtarıcılarını Arıyor" projesinin bir parçası olan ve Mart 2021 tarihinde yapılan saha çalışmasından elde edilen veriler açıklandı.
İklim değişikliği geleceği etkiliyor
İstanbul Bilgi Üniversitesi Çevre, Enerji ve Sürdürülebilirlik Uygulama ve Araştırma Müdürü Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu, araştırmayla ilgili bazı sonuçlardan şu şekilde bahsetti: “İklim değişikliğinin insanların geleceğini tehdit ettiğine inananların oranı yüzde 93. İklim krizi ile ilgili insanların bir şey yapabileceğine inananların oranı yüzde 90. Su krizini çözen ve gıda güvenliği sağlayan ülkelerin ileride ekonomik olarak daha güçlü olan ülkeler olacağını düşünenlerin oranı yüzde 86. İklim değişikliği sorununun en önemli etkisinin seller ve kuraklık da dahil aşırı hava olayların olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 48. Su kirliliğini en önemli çevre sorunu olarak görenlerin oranı yüzde 46. Genç neslin, önceki nesillere kıyasla çevre sorunlarına daha duyarlı olduklarının düşünenlerin oranı yüzde 40.”
Çevreyi korumak öncelikli hale geliyor
Bu verilere dayanarak yapılan ekonometrik modelleme ile, araştırmacılar su faturasına yapılacak yüzde 20 oranında artışa destek verenlerin kararlarının nelerden olumlu olarak etkilendiğini de inceledi. Modelden elde edilen sonuçlara göre, su ve gıda güvenliği sağlayan ülkelerin ileride ekonomik gücü sağlayacağını düşünenler, su faturaların artmasına destek vermektedir. Su kesintisi yaşayan bireyler ve su ayak izini duyan bireyler, yine su kaynaklarının korunması için su faturalarındaki artışa destek vermektedir. Araştırmanın sonuçları, doğru bilginin ve su sıkıntısı ile ilgili yaşanan olumsuz tecrübelerin su kaynaklarını korumak için önemli olduğunu göstermektedir. Gelirleri artan, geçim sıkıntısı olmayan insanlar için çevrenin korunması öncelikli hedeflerden biridir. Bu da postmateryalist yaklaşımın, bu araştırmanın bulguları ile de desteklendiğini gösteriyor.