Sürdürülebilir tarım ve gıda için herkese görev düşüyor

Antalya’da dört gün süren ve dünya tarımını buluşturan Growtech Fuarı’nda, gerçekleştirilen “Tarım sohbetleri’nde “İklim Değişikliği Ekseninde Tarım ve Gıdanın Geleceği; İklim Gettolarında Yaşam” başlıklı oturumda sürdürülebilir tarımın önemi vurgulandı;

Moderatörlüğünü Aktivist ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak’ın üstlendiği oturuma Turuncu Bayrak Koordinatörü Ali Akgün ve Beslenme Uzmanı Cansu Çevik, konuk konuşmacı olarak katıldı.Aktivist ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, beslenmenin en temel ihtiyaç olduğunu belirterek, gıda yoksa gelişimin ve toplumsal barışın da söz konusu olamayacağını söyledi.

İnsanların tüketim alışkanlıklarının değiştiğine dikkat çeken Koçak, “Bir ürün ne kadar uzaktan geliyorsa, aslında o kadar zararlı. Yerel ürünlerin tüketilmesi, dünya kaynaklarını korumak için önem taşıyor. İnsanlar hep kendileri için en iyisini istiyor. Dünyamız için de en iyisini yapmak artık çok önemli” dedi.

GIDA İSRAFI BÜYÜYOR

Turuncu Bayrak Koordinatörü Ali Akgün, “Gıda israfı ülkemizde ileri boyutlarda. Bununla ilgili devlet kurumları ve sivil toplum kuruluşlarının başlattığı girişimler var. Fakat bu israfın yalnızca yüzde 5 kadarını önlüyor. İsrafı önlemek için farklı yöntemler izlemek gerek. Örneğin market poşetlerinin paralı olması, gereksiz tüketimi de azalttı ve çevre açısından ciddi sonuçlar alındı. Bu girişimler bence çok kıymetli. Bazı konularda kalıcı çözümler getirebilmek için yasal düzenlemeler yapılmalı. Türkiye’de yılda kişi başı 93 kilo gıda israfı oluyor. Bu Horeca sektöründe çok daha vahim boyutlara ulaşıyor. Turizm açısından Türkiye açık büfe sistemini uygulamak zorunda. Her şey dahil sisteminde çok ciddi kayıplar oluyor. Ekonomimiz ve çevre açısından önemli enerji, su ve işgücü kaybı anlamına geliyor. Butik otel sektöründe ise gıda israfında azalma söz konusu. Burada önemli olan bireylerde farkındalık yaratıp küçük çözümlerle başlamaktan geçiyor” ifadelerini kullandı.

AKDENİZ DİYETİYLE DAHA SAĞLIKLI BİR DÜNYA

Herkesin gıda alışverişinde daha bilinçli tercihler yapması gerektiğini vurgulayan Beslenme Uzmanı Cansu Çevik de şu bilgileri verdi: “Aslında ülkemizde de aşina olduğumuz Akdeniz diyetine uygun beslenme çok önemli. Meyve, sebze, tahıl ve zeytinyağı ağırlıklı; etin de kısıtlı olduğu menüler hem vücudumuz, hem de dünyamız için daha iyi. Vücudumuza iyi gelen yiyecekler dünyaya da iyi geliyor. Bir diğer önemli konu da gıda okur yazarlığı. Marketlerde şekli bozuk olan meyveler alınmıyor. Sadece şeklini beğenmediğimiz için olgun, şekli bozuk, ama aslında sağlıklı olan gıdaları almaktan kaçınıyoruz. Tüketicinin bilinçlenmesi gerekir. Tavsiye edilen tüketim tarihi ile son kullanma tarihi arasındaki farkın anlaşılması önemli. Eğer bozuk değilse aslında tavsiye edilen tüketim tarihi geçmiş bir bulgur tüketilebilir. Süt ve et ürünlerinde bu durum karıştırılmamalı. Dünyamızda toprak, hava ve su hasta. Biz de buralardan elde ettiğimiz ve mikroplastikler içeren gıdalarla besleniyoruz. Anne sütünde bile mikroplastiklere rastlanmış durumda. Bu da durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Bez torba, mevsimine uygun beslenme, ihtiyacınız kadar ürün alma gibi yöntemlerle aslında sürdürülebilir gıda konusunda adımlar atmanız mümkün”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Çevre Haberleri