3 milyondan fazla Suriyeli göçmene ev sahipliği yapan İstanbul, aynı zamanda Birleşmiş Milletler’in ilk defa düzenlediği İnsani Zirve’nin de yapıldığı yer oldu. İnsani yardımların milli gelire oranı göz önünde bulundurulduğunda “en cömert donör” ülke olan Türkiye’de toplanan 50 dünya liderinin en önemli gündem maddesi Suriye iç savaşı nedeniyle ortaya çıkan insani krizdi.
Bu krizin bir de ekonomik boyutu var ve Türkiye’de barınan Suriyeli göçmenlerin sayısı her geçen gün arttıkça ekonomideki etkileri çok daha fazla belirginleşiyor. Özellikle yüzde 4 ile beklentilerin üzerinde gelen 2015 büyüme verisinde önemli rol edinen iç tüketimi körükleyen etmenlerden birinin Suriyeli mülteciler olduğu düşünülüyor.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Washington D.C.’de bulunan ABD Ticaret Odası'nda yaptığı konuşmada Suriyeli mültecilerin “geçici olmayabileceğini ve entegre edilmeleri gerektiğini” vurgulamıştı. Suriyelilerin “sadece misafir olmayabileceği” göz önünde bulundurulduğunda hem ekonomik verilere etkileri hem de ekonomik hayata entegre edilmeleri konusunda daha çok akademik çalışma yapılmasının gerekliliği ortaya çıkıyor.
İÇ TALEP DOPİNGİ
Piri Reis Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Erhan Aslanoğlu da bu konuda daha fazla akademik çalışma yapılması gerektiğini ancak bazı sinyallerin alındığını söylüyor. Aslanoğlu’na göre Türkiye ekonomisinin 2015 büyümesinde ortaya çıkan iç talep artışı önceki yıllara göre reel ithalatın çok da artmadığı bir veriye işaret ediyor.
“İthal girdi kullanmadan büyüme, tüketim ve üretim sağlamışız. Bunun için içeride katma değeri yüksek olan, ithalat girdisi az olan sektörlerin öne çıkması lazım. Bunları kim tüketiyor diye baktığımızda biz Türk halkı tüketiyoruz; tabii bir de mültecilerin tekstildeki, gıdadaki, barınmadaki ve ulaşımdaki hareketliliği bir neden olabilir diye düşünüyoruz” diyen Aslanoğlu istihdam ve enflasyonda da Suriyeli mültecilerin etkisi olduğunu aktarıyor.
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P de Suriyeli göçmenlerin Türkiye büyümesine etkisinin eksik hesaplandığını vurgulayan bir rapor yayınladı.
Frank Gill ve Tatiana Lysenko öncülüğündeki analistlerin hazırladığı S&P raporunda yaklaşık 3 milyon Suriyeli mültecinin Türkiye ekonomisini büyüttüğüne dikkat çekildi. Kredi büyümesinin ekonomik büyümede artık temel yönlendirici olmadığı belirtilirken mültecilerin tasarruflarını harcamasının tüketime katkı yaptığı ifade edildi.
Rapora göre, hükümetin Suriyeli mülteciler için harcadığı yaklaşık 8 milyar dolarlık yardımlar, Türkiye GSYH'nı yüzde 0,2- 0,3 artırabilir. S&P ayrıca "Türk hükümetinin tahminlerine göre 500 binle 1 milyon arasındaki kayıt dışı çalışan mülteciler, işsizliğin yüzde 10'un üzerinde kalmasının nedenlerinden bir tanesi" ifadesini kullandı.
BGC Partners Başekonomisti Özgür Altuğ ise Türkiye’nin 2015 yılında yüzde 4 büyümesiyle ilgili yaptığı açıklamada, "Artan Suriyeli mülteci sayısının özel tüketime pozitif katkı yaptığını düşünüyoruz" vurgusunu yaptı.
Morgan Stanley analisti Ercan Ergüzel de kaleme aldığı notunda 2015'in son çeyreğindeki iç tüketim büyümesinin temel olarak devam eden göçmen akışından kaynaklandığını belirtti.
Suriyeli göçmenlerin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri üzerine yapılan kapsamlı akademik çalışmalardan biri ise TCMB tarafından Suriyeli göçmenler ve tüketici fiyatları arasındaki ilişkiyle ilgili olarak yapıldı.
KAYIT DIŞI İSTİHDAM ENFLASYONU DÜŞÜRÜYOR
Her ne kadar Suriyeli göçmenlerin Türkiye genelinde işsizliğin ve enflasyonun artışında olumsuz etkisi olduğu gözlense de TCMB araştırmasında Suriyeli göçmenlerin kayıt dışı ekonomiye katıldığı bölgelerde göçün tüketici fiyatları üzerinde yaklaşık yüzde 2,5 oranında düşürücü etkisi olduğu ortaya kondu.
Aynı çalışmada mal ve hizmet fiyatlarının benzer oranlarda etkilendiği belirlenirken bunun kayıt dışı emek piyasası ile bağlantılı olduğu vurgulandı. Araştırmada ayrıca kayıt dışı işgücü yoğun sektörlerde bu oranın yüzde 4’e çıktığı ancak kayıtlı işgücü yoğun sektörlerde ise belirgin bir fiyat değişimi gözlenmediği aktarıldı.
İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu ise "Suriyeli göçmenlerin açlık sınırında yaşadığını düşünürsek yıllık toplam harcamalar milli gelirin yüzde 0.5'ine, yoksulluk sınırında yüzde 1,7'sine ulaşıyor" diyerek göçmenlerin Türkiye büyümesine önemli bir rolü olduğunu ancak enflasyon ve işsizlik verilerine bunun negatif bir şekilde yansıdığını aktardı.
Suriye iç savaşıyla ilişkili olarak yapılan barış görüşmelerinin bir türlü ilerleyememesi, savaşın hem Suriye siyaseti üzerinde hem de bölge ülkeleri nezdinde şiddetli etkisinin devam edeceğini gösteriyor.
İç savaşın yarattığı insani krize uluslararası kurumların çare araması bir yana, açık kapı politikası uygulayan Türkiye’nin üst düzey bir ekonomi yetkilisinin Reuters'a yaptığı açıklamada belirttiği gibi göçmenlerin kayıtlı istihdama alınması vesilesiyle göçün ekonomiye etkisi hakkında daha çok konuşması gerekiyor: "Suriye'den gelen göçmenler bugüne kadar ekonominin sadece tüketim tarafında vardı. Üretimde hiç yer almamışlardı. Artık mültecilere çalışma hakkı verildi. Bu hak istihdam piyasası üzerinde elbette baskı yaratıyor ancak mültecilerin üretime katılmasıyla enflasyon üzerindeki baskı hafifleyecektir."