Diyarbakır’da kız imam hatip lisesi öğretmeni A.B. hakkında cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Öğretmen, hakkındaki şikâyetini çekmeyen veliye, ‘Şeriata gidelim, cezam ölüm de olsa razıyım’ mesajı gönderdi.
Diyarbakır’da kız imam hatip lisesi öğretmeni A.B. hakkında cinsel tacizde bulunduğu iddiasıyla 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Öğretmen, hakkındaki şikâyetini çekmeyen veliye, ‘Davayı şeriata taşımak yerine, Allah’ın yasakladığı tağut ve hükmüne havale ettin. Şeriata gidelim, cezam ölüm de olsa razıyım’ mesajı gönderdi. A.B.’nin 2000 yılında ‘Hizbullah terör örgütüne üye olmak’ suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası aldığı, daha sonra Topluma Kazandırma Yasası’ndan faydalanıp sabıkasını sildirdiği belirlendi. Öte yandan A.B, haberi yapan gazeteciyi ‘tağut’ dediği mahkemeye vermekle tehdit etti.
‘Şeriat yoluyla çözelim’
A.D.’nin babası, 25 Temmuz 2016 günü Milli Eğitim Müdürlüğü’ne giderek, öğretmen A.B.’nin kızına cinsel tacizde bulunduğunu bildirmişti. İddianın iletilmesi üzerine savcılık tarafından soruşturma başlatılırken, A.B., ifadesinin ardından serbest bırakılmıştı. Hakkında idari soruşturma başlatılan A.B., daha sonra Lice ilçesindeki bir okula atandı. Taciz iddiasının savcılığa taşınmaması için çaba gösteren öğretmen A.B., ikna çabaları sonuçsuz kalınca mağdurun babasına çok sayıda mesaj gönderdi. Mesajlarda davayı ‘şeriat yoluyla’ çözmeyi teklif eden A.B., ‘Devlet’ için ‘Allah’a karşı isyan eden’ anlamına gelen ‘Tağut’ ve ‘Tağutun mahkemesi’ ifadesini kullandı.
‘Taciz değil istismar’
Öğretmen A.B. hakkında hazırlanan iddianamede ise, A.B.’nin ‘çocuğa karşı cinsel taciz’ suçundan dört buçuk aydan üç yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede kızla A.B.’nin 2016’da ‘yakınlaşmaya’ başladığı, yakınlaşmanın cinsel istismar boyutuna varmadığı kaydedildi. Savcı, kızın anlatımları haricinde cinsel istismar suçuna dair kanıt bulunmadığını belirterek eylemin taciz olduğunu belirtti. Ancak iddianameyi kabul eden Asliye Ceza Mahkemesi, durumun taciz değil, istismar olduğunu kaydederek, görevsizlik kararıyla dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. Sosyal inceleme uzmanı da olay nedeniyle psikolojisi bozulan mağdurun ifadesine itibar edilmesini istedi.
‘İyi hal olmasın diye sakallı geldim’
Diyarbakır 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 6 Temmuz 2017’de görülen duruşmaya sanık A.B. katılmadı. Ekim ayındaki ikinci duruşmada da avukatı olmadığı için savunması alınamadı. Mağdur A.D., öğretmenin tacizinin beş-altı ay devam ettiğini, korktuğu için şikâyetçi olamadığını, “Hem seni, hem kendimi öldürürüm” diye tehdit edildiğini söyledi. Evli ve üç çocuk babası sanık A.B. ise A.D.’yle evlenmeyi düşündüğü için mesajlaştığını, o sırada ve halen evli olduğunu ifade ederken, “Kendisiyle evlenecektim. Mağdura ‘Benimle kaçar mısın?’ diye sorduğumda ‘Evet’ dedi. Kendisi mağdur olmasına rağmen benim psikolojim bozuldu. İntihara bile teşebbüs ettim. Suçlamayı kısmen kabul ediyorum. Cezam neyse razıyım. İyi hal indirimi yapılmasın diye mahkemeye sakallı geldim. Cinsel saldırıda bulunmadım” dedi. Geçenki duruşmada da mağdur avukatları sanığın tutuklanarak açığa alınmasını istedi. Ancak mahkeme tutuklama talebini reddetti.
Maaş kesme cezası verilmiş
Çocuğun avukatı Gizem Miran ise şunları söyledi: “Sanık, evli ve üç çocuk babası olduğu halde, mağdurla evlenmeyi düşündüğünü söylüyor. Şeriata göre ikinci kadın olarak, imam nikâhlı evlilikten söz ediyor. Müvekkil ve ailesinin güvenleri büyük ölçüde sarsılmış. Travmayı daha fazla yaşamaması için müvekkili duruşmalara getirmiyorum. Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma yürütmüş. Sanığı bulunduğu okuldan alıp, Lice ilçesine göndermişler. İki veya üç aylık maaştan para kesme cezası verilmiş. Çocuk istismarının cezasının maaştan kesme cezası olması acıklı bir durumdur. Sanığın gönderildiği okuldaki öğrencilerin tümü lise öğrencisidir. Lise öğrencisi idol veya rol model olarak gördüğü kişiye ilgi besleyebilir, yakınlık görebilir. Adam bunu suç olarak görmüyor. ‘Sizin kanunlarınıza göre suçtur ama şeriata göre ben bu kişiyle rızaya dayalı ilişki yaşarım’ diyor. Bu durum, toplum açısından büyük tehlike arz ediyor.”
Hizbullah’tan 4 yıl hapis
Dosyadaki sabıka kaydında, A.B.’nin 2000 yılında kapatılan Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından ‘Hizbullah terör örgütüne üye olmak’ suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası aldığı, kesinleşen ceza nedeniyle 2004’e kadar tutuklu kaldığı, Topluma Kazandırma Yasası’ndan faydalanıp sabıkasını sildirdiği belirlendi. A.B.’nin Facebook hesabındaki fotoğraflarda ise evine Lübnan Hizbullah örgütünün bayrağı ve Hasan Nasrallah’ın fotoğrafını astığı, en küçük oğluna Hizbullah lideri Hasan Nasrallah ismini verdiği ve çocuğunun üstüne Hizbullah bayrağı örttüğü ortaya çıktı. Facebook’ta Hizbullah Terör Örgütü’nün firari lideri Edip Gümüş için “Hizbullah cemaati lideri muhterem Edib Gümüş Ağabeyimiz” diye paylaşım yapan A.B.’nin, hesabında IŞİD terör örgütünü övücü paylaşımlar bulunduğu ortaya çıktı.