Doğuda kadın olmak Batıda insan olmak kadar zordur. Ama en zoru kadın olarak haksızlık karşısında hakkını savunamamak, ezilmektir. İnsanlığın dinmeyen yarası – Kadın! Asırlardır bu böyle.
Jeanne D’arc neden yakılarak öldürüldü? Tarihin akışını değiştiren bu mucize kadın, kadın olarak ülkesi ve tüm dünya insanları için yaptıklarından sonra yakılarak öldürülmeğe mi layık görüldü? Yoksa sadece dünyanın adaletsizliğinin mi kurbanı oldu? Evet dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü siz de bu dünyanın adalet kavramının acizliğini iyi biliyorsunuz. 25 yıl sonra adını temize çıkarsalar ne yazar?
Tarihin en kötü ve acılı ölümlerinden birine maruz kalan Hypatia, günümüzde bile kadının hem toplumdaki, hem bilimdeki yeri tartışılırken, bundan 1600 sene öncesinde benimsediği Platon'un fikirleri ile sahip olduğu bilgileri ve düşünceleri cesurca ve kaygı duymadan öğrencilerine anlatmaya, doğayı mantık, matematik ve deney ile açıklamaya çalışarak dönemine ışık tutmaya çalışmıştır. Ancak o zamanın psikoposu Cyril, Hypatia'nın çalışmalarından rahatsız olmuş ve insanları bu yönde kışkırtmıştır. “Kadın sessizliği ve uysallığı öğrenmelidir. Kadının ne ders vermesine, ne de erkeğin üzerinde yetki sahibi olmasına izin vermeyeceğim. Suskun olacak ve sessiz kalacaktır. Çünkü önce Âdem, sonra Havva yaratılmıştır” sözleri ile de Hypatia’nın ölüm emrini vermiştir. Bu sözlerden kısa zaman sonra Hypatia, kalabalık bir grup tarafından sokaklarda sürünmüş, taşlanarak acımasızca öldürülmüş üzerine cansız bedeni ateşe verilmiştir. Ne yazık ki, bu olaydan sonra Platoncu okul da yok olmuştur.
Asırlar geçmesine rağmen bu gün yine bu olaylar yaşanmakta. Sadece “suyun” mecrası değişmiş çağla alakadar olarak. Bu gün kadını nasıl eziyor, kadınlara nasıl tecavüz ve taciz ediliyor sorusuna cevap olarak sadece ülke kanallarımızda sunulan haberleri izlemeniz, yahut haber sitelerini takip etmeniz yeterli. Mucizevi ve bir nevi trajedili tecavüz usulü onlayn gazete sayılan sitelerdeki iş ilanlarının başının altından çıkıyor. Daha doğrusu o ilanı paylaşan kişi ve ya kişiler tarafından. İş ilanının kendisine uygun olduğunu düşünen bayanlar arayarak karşı tarafın görüşme talebini kabul ediyor doğal olarak. Ve görüşme anında kaçırılmalar, ormana götürüp kadınlara tecavüz etmek gibi iğrençlikler sergileniyor. Bu tecavüzcü kişiler çete halini almakta. Kocaeli’den bir kadın iş ilanı görüşmesinde ormana kaçırılarak tecavüze uğramıştı. Polise geldiğinde kaçıran kişinin daha sekiz kadını bu şekilde mağdur ettiği ortaya çıkmıştı.
Başka bir kesim de taciz etmeyi kendine meslek edinmiş. İş ilanı için ofise çağırılan kadınlar müdürler tarafından işten çok, kadının özel durumu ile ilgileniyor. Giyimine, görüntüsüne önem veren kişiliksizler tarafında iğrenç tekliflerle taciz ediliyor. Ve bu tekliflerden sonra yüksek maaş vaad ediliyor.
En güçlü iş kadınları çalışarak kendi hayatını kuran, kendi ayakları üzerinde durmayı kendine hedef seçen kadınlardır. Gel gör ki, işten çıkarılsa bile, tazminat alamayan, kadın olduğu için hakkı yerlerde kalan kadınlar bu memlekette kadın olmanın zorluğunu yaşıyor. İşçi cinsine göre değil, çalışma gücüne, azmine göre seçilmelidir. Haksızlığa uğrayan bütün dünya kadınları adına dünya insanından adalet istiyorum! Adalet bekliyorum! Kadın hakları dayanışma dernekleri değil, İNSAN HAKLARI merkezi kurulsun istiyorum!
Kadınlar bu memlekette rahat değil, huzurlu değil. Hakkı ve kişiliği ezilen kadın varsa, devletin adalet anlayışı sıfırdır demektir. Unutmayın ki, kadınların gülümsemediği bir memlekette erkeklerin cesurluğu söz konusu değildir. Gerisini siz düşünün…
Aysel Ateş Abdullazade
Türkiye, Antalya