Konak Belediyesi'nce restore edilerek İzmir'e kazandırılan tarihi eve misafir olan yapımcı, yönetmen ve senaryo yazarı İpekçi, yeni çekeceği filmle ilgili çalışmalarını burada sürdürüyor.
ÖYKÜSÜNE İZMİR’İ DE EKLEDİ
Uzun metrajlı yeni bir film çalışması içinde olduğunu dile getiren İpekçi, üzerinde çalıştığı projenin trajikomik bir öykü olduğunu ve bazı sahnelerin de İzmir civarında geçecek şekilde kurgulandığını kaydetti. İki ay İzmir’de kalarak çalışmalarını sürdüren İpekçi, misafir olarak kaldığı süre boyunca Konak Belediyesi film atölyesi ve senaryo atölyesi ile atölye çalışması da yaptı.
SABUN KÖPÜĞÜ FİLMLER MODA
Türk sinemasının geldiği noktayı da değerlendiren Handan İpekçi, “Teknoloji hızla değişiyor. Sanat filmleri, tür filmleri, ticari film çeşitlemesi devam ediyor. Ticari filmlerin dışındaki vizyon filmleri salon bulamıyor ne yazık ki. Böylece bir sonraki film için de finans bulma zorluğu yaşanıyor. Özellikle dağıtımcılar seyircinin sabun köpüğü gibi tüketebileceği filmler istiyor, dizi estetiğinin sinemaya yansımasının da bunda etkisi var” diye konuştu.
DİĞERLERİNE ÖRNEK OLSUN
Konak Belediyesi’nin usta yazar Tarık Dursun K.’nın adını taşıyan Yazar Evi’nde konuk olmaktan çok büyük mutluluk duyduğunu da ifade eden İpekçi bu uygulamanın Türkiye’nin diğer illerinde de yaygınlaşması gerektiğini söyledi. İpekçi, “Burada kaldığım süre benim için çok verimli oldu. Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş’a teşekkür ederim. Umarım burası hiç boş kalmaz. Kadın bir belediye başkanı olarak çalışmalarını önemsiyorum. Belki kadın sinemacılara yönelik de pozitif bir ayrımcılık yapar” diye konuştu.
HANDAN İPEKÇİ KİMDİR?
Handan İpekçi 1956 yılında Ankara'da dünyaya geldi. Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo Televizyon Bölümü’nden mezun oldu. TRT'de program asistanı olarak profesyonel hayata adım atan İpekçi, bir süre dizilerde çalıştıktan sonra sinemada asistanlık yaptı. Yönetmen koltuğuna ilk olarak senaryosunu şair Yaşar Miraç'ın yazdığı ‘Kemençenin Türküsü’ adlı belgesel için oturdu. 1994 yılında, 12 Eylül askeri darbesini çocukların dünyasından anlatan ilk uzun metrajlı filmi ‘Babam Askerde'yi çekti. Bir işadamının maddi yardımları ile çekilen film vizyona giremeyince, İpekçi kendi imkanları ile gösterimler düzenledi ve bu şekilde yaklaşık 10 bin izleyiciye ulaştı. Film Arası dergisine verdiği bir röportajında kendisinin de 12 Eylül Askeri Darbesi’nin mağdurlarından olduğunu söyleyen İpekçi, “Askerle hesaplaşacaksak bunun 12 Eylül’e doğru gitmesi lazım” demişti. Türkiye'de çeşitli ödüller alan ‘Babam Askerde', yine yönetmenin kendi çabaları sayesinde 1995 yılında Berlin Film Festivali'nin Panaroma bölümünde gösterildi. İpekçi en büyük çıkışını birçok ödül aldığı ‘Büyük Adam Küçük Aşk’ filmiyle ile yaptı. Küçük bir Kürt kızını evlatlık edinen ve inandığı önyargılardan küçük kızla psikolojik mücadelesi sonucunda Kürtçe öğrenecek kadar vazgeçen emekli bir hakimin öyküsü anlatan film, Antalya Film Festivali'nden 'Altın Portakal' dahil beş ödülle döndü.