AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 121'inci maddesinde yer alan düzenlemenin, terörle mücadeleyi güçlendirmeye yönelik alınan bir tedbir olduğunu belirterek, “Terör ile bağlantılı olmayan vatandaşlarımız ile ilgili endişe verici bir durum söz konusu değildir” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, ekonomi muhabirleri ile kahvaltılı basın toplantısında bir araya geldi. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yılmaz, Resmi Gazete’de yayımlanan ve tartışmalara sebep olan 696 sayılı KHK’nın 121’inci maddesine ilişkin sorulan bir soruya, “AK Parti’nin varlık sebeplerinden biri Türkiye’deki demokrasiyi geliştirmektir, vesayetçi bütün yapılanmalarla mücadele etmek ve halkın iradesini hakim kılmaktır. AK Parti’nin demokrasi karşıtı, demokratik alanı daraltıcı bir anlayışla hareket etmesi söz konusu olamaz. Bu içinden geçtiğimiz süreçte temel mesele terörle mücadeledir, güvenlik risklerimizin ortadan kaldırılmasıdır. Terör ile bağlantılı olmayan vatandaşlarımız ile ilgili endişe verici bir durum söz konusu değildir. AK Parti, demokrasiye inanan bir parti olarak demokrasilerde muhalefetin rolünü, önemini her zaman takdir etmiş bir partidir. Muhalefetle bir takım siyasi mücadeleler yaşarız, polemikler yaşarız, fikirlerimiz farklılaşır ama muhalefetin yerini ve önemini hiçbir zaman yadsımayız. OHAL ile ilgili bütün meselemiz şu: Bölgemizde çok ciddi jeopolitik risklerin yaşandığını görüyoruz. Ülkemizde çok yönlü terör saldırıları yaşadık, son dönemlerde daha farklı bir noktaya doğru gidiyoruz ama maalesef terör riskleri karşımızda duruyor” ifadelerini kullandı.
“Ülkemizin güvenliği açısından yapılması gereken neyse o adımları atıyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Yılmaz, “Bunları farklı bir çerçeveye oturtup, güvenlik endişelerimizi gidermemize hiç kimsenin mani olmaması lazım. Bütün dünyada da bunun yapıldığını görüyoruz. Amerika’da, Fransa’da, İngiltere’de, Avrupa’da yaşanan terör saldırıları sonrası birçok ülkede güvenlik endişeleri ortaya çıktığı zaman, vatandaşın güvenliği söz konusu olduğu zaman bazı tedbirlerin alındığını bütün demokratik ülkelerde görüyoruz. O demokratik ülkelerde yapılınca doğru da, Türkiye gibi bir demokraside olunca niye yanlış olsun? Türkiye, bütün demokrasilerde olduğu gibi güvenliğini korumak durumunda, güvenliğin olmadığı bir yerde ne ekonomik bir gelişmeyi sağlayabilirsiniz ne de özgürlükleri yaşayabilirsiniz. Bizim perspektifimiz budur, düzenlemelerimiz de bu çerçevede anlaşılmalıdır. Muhalefet bunu farklı yerlere çekebilir, farklı söylemler ortaya koyarak bizi eleştirebilir. Lütfen bu maddelerin kendisini daha detaylı incelesinler, teknik değerlendirme yapsınlar. Siyasi polemikler ile buralardan bir sonuç almamız mümkün değildir. Güvenlik endişelerimiz ortadan kalktıkça, daha emniyetli uluslararası ortam ve terörle mücadele anlamında daha iyi bir noktaya ulaştıkça OHAL ile ilgili yaklaşım biçimi tekrar masaya yatırılacaktır. Bugün itibariyle bizim güvenlik endişelerimiz var. Bu aldığımız tedbirler buna yöneliktir. Terörle mücadeleye ve güvenliğimizi güçlendirmeye yönelik tedbirlerdir” açıklamasını yaptı.