Uluslararası Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Avukat Arsin Demir, turistik kent kimliğindeki İzmir'in temiz ve yenilenebilir enerji alanında da yaşama geçirmesi gereken bazı yatırımlar olduğuna dikkat çekti.
Turizm kavramının son dönemlerde değişiklik göstermeye başladığını belirten Demir, turistik kentlerin iklim değişikliğiyle mücadele etmesinin turizm açısından bir değer oluşturduğunu söyledi.
Özellikle İzmir gibi jeotermal, biyogaz, rüzgar ve güneş enerjisinden faydalanma imkanı olan kentlerin hızlı bir şekilde yenilenebilir enerji kaynağı kullandığını ve emisyon azaltıcı yöntemler oluşturduğunu kaydeden Arsin Demir, “İzmir ve genel anlamda Ege Bölgesi’nde turizmin yanında diğer ekonomik faaliyetler de yoğun bir şekilde değerlendiriliyor. Turizm bölgelerinde hayvancılık ve tarımsal faaliyetler de yapılıyor. Ancak özellikle hayvancılık ve diğer ekonomik faaliyetlerden kaynaklanan atıklardan dolayı hem çevre kirliliği oluşuyor; hem de kokudan dolayı turizm faaliyetleri olumsuz etkileniyor. Bu durumun önüne geçebilmenin tek yolu biyogaz / biyokütle tesislerinin oluşturulmasıdır. Biyogaz enerji santrallerinde hayvansal atıklardan veya peynir altı sularından elektrik üretiliyor. Bu sayede; hem elektrik elde ediliyor; hem de koku yaratan ve çevreye olumsuz etkisi olan atıklar değerlendiriliyor” diye konuştu.
BİYOGAZLA TEMİZ ENERJİ
Ege Bölgesi ve İzmir'in, biyogaz enerji tesisleriyle daha da ön plana çıkabileceğini kaydeden Uluslararası Turizm Derneği Başkan Yardımcısı Avukat Arsin Demir, sözlerine şöyle devam etti:
“İzmir’in birçok ilçesinin turizm olanakları oldukça fazla. Bu ilçelerde, belediyelerin de desteklemesiyle sürdürülebilir turizm anlamında çevreci enerji kaynaklarının ve özellikle de biyogaz tesislerinin yapılması artık bir zorunluluktur. Temiz enerji kaynaklarının kullanıldığı iller ve ilçeler Paris İklim Sözleşmesi'ne uygun davrandıklarını göstererek turizm tanıtımlarında bir adım daha öne çıkabilecek”