1 Ekim’de yeni yasama dönemine başlayacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine gelecek en önemli başlıklar arasında, organize sanayi bölgelerine, tükettikleri enerjinin yüzde 10’unu yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamaları zorunluluğu getiren İklim Değişikliği Kanunu bulunuyor. “2053 Net Sıfır” emisyon hedefi çerçevesinde uygulanacak ‘Emisyon Ticaret Sistemi’ kapsamındaki tüm şirketlere, sera gazı emisyon izni de zorunlu tutulacak.
Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Ağustos ayı itibarıyla 105 bin 300 Megavat (MW) seviyesindeki elektrik enerjisi kurulu gücü içinde, yenilenebilir enerji kaynaklarının payının 57 bin 468 MW ile yüzde 54,6’ya karşılık geldiğini belirterek, “Ülkemiz genelinde temiz enerji kaynaklarının üretim içindeki payı bu seviyedeyken, OSB’lerin sadece yüzde 10 seviyesinde temiz enerji üretmelerini yetersiz görmekteyiz. 2053 Net Sıfır ulusal hedeflerimize ulaşabilmemiz için 2035 yılına kadar her yıl en az 8 bin MW güneş enerjisi santrali devreye almamız gerekiyor. Bugüne kadar devreye alınan güneş enerjisi kurulu gücümüzün 10 bin 560 MW olduğu hatırlandığında, yapacak ne kadar çok işimiz olduğu daha iyi anlaşılıyor ” dedi.
2022 yılında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yapılan yönetmelik değişikliği ile OSB’lere sadece bulundukları alan içerisinde değil, dağıtım lisansı dışında da üretim tesisi kurulabilmesine imkân tanındığını hatırlatan Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı; “EPDK geçen yıl çok doğru bir adım atarak Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği’nde değişiklik yapmıştı. Daha önce getirilen düzenleme ile OSB'lere bulundukları alanda GES kurabilme yetkisi veriliyordu. Ancak OSB'lerin birçoğunun tam kapasitelerinin dolu olması ve yeterli alanları bulunmaması sebebiyle birçok OSB santral kuramıyordu. Yeni düzenleme ile OSB içerisinde gerekli yer temininin sağlanamaması halinde, aynı görevli tedarik şirketi bölgesi sınırları içerisinde olmak koşuluyla OSB dağıtım lisansı dışında da üretim tesisi kurulabilmesine imkân tanındı. Son on yılda doğalgaz çevrim santrali olan OSB’lerin bu santrallarını kapattıklarını hatta satılığa çıkardıklarını görüyoruz. Yine pek çok OSB’nin dağıtım bölgeleri dışında yenilenebilir enerji yatırımlarına başladıklarını ya da kiralık yer aradıklarını biliyoruz. Durum böyle iken OSB’lere sadece yüzde 10’luk zorunluluk getirilmesini yeterli bulmuyoruz. Bu oran kademeli olarak yüzde 25’e çıkarılmalı. Aynı şekilde yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım yapan OSB’lerin temiz enerjiden ürettikleri elektriğe uygulanan alış ya da mahsuplaşma oranı belirli bir eskalasyona bağlı olarak artırılmalı. Bu yöndeki düşüncemizi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız ve EPDK ile de paylaşmaktayız. Ayrıca OSB içinde ve dışında elektrik üreterek şebekeye verilen tüm yatırımcılar, neredeyse enerji bedelinin 1/3’ü kadar dağıtım ve sistem kullanım bedeli ödemektedir. Bu bedelin geçmiş yıllara göre çok artması ve gelecekte hangi oranda değişeceğinin bilinmemesi yatırımcılar için önemli bir olumsuz değişkendir.”