Kurt geceyi savururken uysalca uyuyan baykuş.
Ayaklar kablolarla bağlı, gözlerde kederli sunuş.
Semaya salınmış başıboş, bin boyalı ledli çadır.
Kaptan köşkünde maymunlar, aç heves dolaşır.
İnsan yerebatan kentlerde kör, bir saatçi başı.
Taş üstüne taş beyinler, gökte arıyor göktaşı.
Köleler dolaşıyor sokaklarda az özgürlük adına.
Kim varabilir, kim öldüyse, kimin dostluk tadına.
Vahşi argelerde hummalı teknoloji, saldırgan.
İnsan ölmüş, duyu kayıp, makineler buyurgan.
Kablo kablo elektron ruha, nikaraguadan azgın.
Felsefe azık olsa, bozulur gizli yazılmış yazgın.
Uyur çocuklar, uyur su, oysa uyumaz uydular.
Sır kalmadı, umut pert, senden önce duydular.
Sığırcıklar gibi gökyüzünde kümeli antenler.
Gülemez makineler, metalden soğuk tenler.
Mavi gökyüzünde kuşlara rakip, iğrenç sesler.
İnsanı sevgi, mizah ve dost temasları besler.
Değirmenine su verme, ruhtan yoksun tekniğin.
Şimdi esir tuşlara, gelecekte kalmaz benliğin.
Su, hava, ateş ve toprak dost, dört güzel sevgili.
Emin ol, erdemde bir kızılderili Elon'dan bilgili.
Elementler tablosu yenmez, yenmez kağıtlar.
Teknoloji üslerinde maskeli balo, bizde ağıtlar.
Evrende tesladüf yaşam, huzurun son demleri.
Naif yüreklerin makineden güçlüdür kalemleri.