Prof. Dr. Dağlı, sigara firmalarının daha az zararlı olduğunu ileri sürdükleri ısıtılmış tütün ürünlerini pazarlamak için uğraştıklarına dikkat çekerek, "Tütün ürünleriyle yıllar önce başlatılan seferberlik yeniden ilan edilmeli. Türk vatandaşı Amerikan, İngiliz tütün firmaları kar edecek diye ölmesin" dedi.
Sağlığa Evet Derneği yönetim kurulu ve dernek üyeleri, sigara sektöründeki yeni tehditleri STK&Medya İşbirliği Toplantısı ile kamuoyuna açıkladı. Alternatif tütün ürünlerinin kullanımının giderek arttığını belirten Dernek Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, "Sigara firmaları, sigaranın zararlarının ortaya çıkması ve kabul edilmesinden sonra 'daha az zararlı' dedikleri yeni ürünlerle piyasaya çıkıyorlar. Ancak zararı azaltıldığı iddia edilen bu ürünler de kanser yapıyor. Asıl zararın sigaranın ucundaki yanmadan kaynaklandığını, yeni ürünlerde sigaranın ucundaki yanmayı azalttıklarını, dolayısıyla yanmayan, ısıtılan bu ürünlerin daha az zararlı olduğunu iddia ediyorlar. Bu amaçla dünyada yaklaşık 430 bilim insanını satın aldılar ve bu ürünlere girdiler. Şu anda burada devletle pazarlık yapmaya çalışıyorlar ve bu yeni ürünlerde kanuni şartlardan muaf olmak istiyorlar" dedi.
Isıtılmış tütün ürünleriyle ilgili yoğun bir kampanya başlatıldığının altını çizen Prof. Dr. Dağlı, "Kıbrıs havaalanında bu ürünleri satan standlar açılmış. 'Isıtılmış, zararsız nikotin' diye reklam yapıyorlar. Biz sigarayla mücadele ederken, kimsenin bilmediği ürünler piyasaya sürülüyor" diye konuştu.
Tütünle mücadele konusunda Türkiye'nin giderek zayıf kaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Dağlı, "2013 yılında Avrupa Tütün Kontrolü Skalası'nda 5. sırada olan Türkiye, 2016'da 9. sıraya düştü. Türkiye, tütün kullanımı en yüksek olan 24 ülke arasında yer alıyor. Türkiye'de sigaraya başlama yaşı düşüyor ve sigara içen kadınların sayısı artıyor" dedi.
“ELEKTRONİK SİGARA SATIŞI YASAL DEĞİL”
Prof. Dr. Elif Dağlı, elektronik sigara tehlikesine de dikkat çekerek, "Elektronik sigara yasal olarak satılmamakla birlikte yasa dışı olarak internet yoluyla temin edilebilmekte, destek grupları oluşturulmaktadır. Elektronik sigaraya bağlı sağlık etkileri sağlık kuruluşlarına bildirilmemektedir. Kullanıcılar tarafından oluşturulan bir sosyal medya forumunun 60 bin üyesi vardır. Üyelerin yüzde 74.8'i erkek, yüzde 43.9'u 20-40 yaş aralığında, yüzde 52.2'si halen klasik sigara kullanıcısıdır. 'Kendi Sigaranı kendin yap' alt başlığında batarya ve elektronik sigara yapım aşamaları, video ve görsel destekli olarak verilmektedir. Maddelerin temini için kimyasal ürün firmaları, yurtdışı satış siteleri, yurt içi e-likit satış siteleri tavsiye edilmektedir. Ülkemizde ticari faaliyet gösteren adı geçen firmaların 1-10 litre arasında değişen hacimlerde elektronik sigarada kullanılmak üzere nikotin, gliserol ve propilen glikol satışları olduğu telefon görüşmesi ile teyid edilmiştir. Satışların elektronik posta veya internet aracılığıyla yapıldığı saptanmıştır" dedi.
Prof. Dağlı ayrıca elektronik sigara ve nikotin içeriğinin önemli sağlık tehditleri oluşturduğunu ortaya koyduğuna dikkat çekerek, "Gençlerin elektronik sigaraya tatlandırıcı aromalar nedeniyle başladıkları anlaşılmaktadır. Akciğer Hastalığı’nda (KOAH) sigaraya bağlı uzun sürede ortaya çıkan tomografi değişikliklerinin elektronik sigara kullanıcılarında erken dönemde başladığı gösterilmiştir. Sigara dumanı, nikotin, elektronik sigara sıvısı, elektronik sigara sıvısı ve nikotin karışımının ayrı ayrı solunum epitel hücrelerinin erken ölümüne yol açtığı kanıtlanmıştır. Elektronik sigara içeriklerinin akciğerde iltihaplanma ve hasara yol açabileceğine karar verilmiştir. Sigara, nargile ve elektronik sigara içicileri ile hiçbirini kullanmayan kişilerin balgamlarında iltihap gösteren kimyasallar ölçülmüştür. Elektronik sigara içicilerinin en yüksek oranda iltihap maddeleri taşıdıklarını gösterilmiştir. Sigara dumanına maruz kalanlar ve KOAH'lı hastalarda saptanan iltihabi balgam proteinleri elektronik sigara içicilerinde de saptanmıştır. Bu etkilerinin klasik sigaradan daha fazla olduğu görülmüştür.” ifadelerine yer verdi.
“SİGARAYA BAĞLI ÖLÜMLERDE AZALMA YOK”
Tütün ve Alkol Piyasası Denetleme Kurumu (TAPDK) verilerine göre Türkiye’de 2011’e kadar tütün üretiminin azaldığını söyleyen Derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Osman Elbek ise, “2016 itibariyle tütün tüketimi konusundaki kazanımlarımızı kaybettik. 2008-2011 yılları arasında Türkiye’de tütün üretimini azalttık ama sonra başka dinamiklerin devreye girmesiyle tütün üretimi arttı, ihracatı ise hiç azaltmadık. Maalesef Türkiye komşularına tütün, başka bir deyişle hastalık satan bir ülke oldu. Nargilede de artış çok yüksek. Ülkemizde sigaraya bağlı ölümlerde azalma yok, hiçbir şey değişmiyorsa bir yerde hata yapıyoruz demektir.” dedi.
“MEVZUAT İHLALİ YAPILIYOR”
Pasif içiciliğin yılda 600 binden fazla ölüme yol açtığını belirten Prof. Dr. Pınar Ay ise mevzuat ihlallerine vurgu yaparak, “İşletmeler mevzuata uyum göstermiyor ve ihlaller çok yüksek. Verilen cezalara rağmen durum böyle devam ediyor” dedi.
“POLİTİK TERCİH YAPARAK TEŞVİK VERİLİYOR”
Dünya Sağlık Örgütü’nün Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesine işaret eden Sağlığa Evet Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Efza Evrengil de “2016 sonu itibariyle Türkiye’nin TKÇS’ne uyumu zayıf veya çok zayıf çıktı” dedi.
Sözleşmede Madde 5.3’ün halk sağlığı politikalarının tütün endüstrisi çıkarından korunmasını talep ettiğini kaydeden Evrengil, “Tütün endüstrisine teşvik sağlanamaz diyen 5.3 maddesi var. Ama buna rağmen politik tercih yaparak teşvik veriliyor ve TKÇS’yi kadük haline getiriyorsunuz. Yani tütün endüstrisinin müdahaleleri TKÇS’ye uyumu önlemiştir” diye konuştu.