TMMOB'ye bağlı meslek odaları ülke çapında yaptıkları basın açıklamasında, Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerin ardından yetkililerce yeni yerleşim alanları için yer seçim çalışmalarına başlanıldığı ve 1 ay içinde inşaatlara başlanarak, 1 yıl içerisinde de konutların tesliminin yapılacağının dillendirildiğine dikkat çekilerek, "Bu alanların tarım ve mera arazileri açısından durumu, meteorolojik olaylara karşı duyarlılığı-kırılganlığı, zemini, kentle olan ilişkisinin nasıl kurulacağı gibi en temel gerekliliklerin yerine getirilip getirilmediği kamuoyuyla paylaşılmamıştır" ifadelerine yer verildi.
YIKINTILAR İÇME SUYU TOPLAMA HAVZASI İÇERİSİNDE OLMAMALI
Enkaz altında kalan vatandaşların cenazelerinin çıkarılmasına yönelik çalışmaların sağlıklı ve ivedi şekilde tamamlanması gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, "Hukuksal süreç tamamlanmadan acelece yapılan enkaz kaldırma işlemlerinin delillerin karartılmasına neden olacağının bilinmesi gereklidir. Bazı yıkıntıların sürecin unutulmaması için açık hava müzesi olarak korunması gerekir. Yıkıntılar gelişigüzel depolanmasının önüne geçilmeli, özellikle içme suyu toplama havzası içerisinde toplanmamalı." uyarılarında bulunuldu.
YENİ YERLEŞİM YERİ SEÇİMİNDE ACELECİ OLUNMAMALI
Yıkımın kent ölçeğinde yaşandığı illerimizde parçacı çözümler yerine bütüncül çözümlerin ortaya konulması zorunluluğuna da dikkat çekilen açıklamada, yeni yerleşim yerleri seçilirken, kent ölçeğinde yıkımların yaşandığı illerimizde yerbilimsel çalışmaların kent bütünü ve kırsal alanları kapsayacak biçimde detaylı olarak ele alınması, deprem nedeniyle kullanılamaz hale gelen bölgedeki jeodezik ağ altyapısının güncellenmesi, yer kabuğu hareketleri nedeniyle metrelerce kayarak bozulmuş olan mülkiyet sınırlarının hızlı bir şekilde güncellenmesi, bölgenin hâlihazır ve kadastral haritalarının yenilenmesi gerektiği belirtildi. Aksi takdirde doğrudan yer seçimi ve planlama çalışmalarına başlanması halinde, gelecekte teknik, hukuki ve sosyal sorunların meydana geleceğinin aşikâr olduğu dillendirilen açıklamada, ayrıca yer seçiminde obruk oluşumu, fay zonu, sel ve çığ gibi jeolojik, hidrolojik ve meteorolojik afetlerin de göz önüne alınması gerektiği tüm bu bilgiler toplandıktan sonra seçilen bölgede öncelikle öncelikle altyapı tasarımından (ulaşım, elektrik, doğalgaz vb.) başlanarak yerleşim çalışmalarının yapılması gerektiği belirtildi.
TMMOB OLARAK TÜM GÜCÜMÜZÜ VE BİRİKİMİMİZİ SUNMAYA AÇIĞIZ
TMMOB’ye bağlı tüm odaların, her türlü yardıma açık olduklarını kamuoyuyla birçok kez paylaşmış olmalarına rağmen, çağrılarına karşılık verilmemesinden dolayı üzüntü duyduklarını da dile getirdikleri basın açıklamasını şu ifadelerle sonlandırdı: "Unutulmamalıdır ki, yeniden inşa edeceğimiz yerleşmeler bundan sonraki süreçte yüzlerce yıl yurttaşlarımızın üzerinde yaşamlarını sürdürecekleri, bu anlamda diğer afetlere de dirençli, aynı zamanda ekonomik kapasitesi yüksek, refah ve konforun da üretilebileceği alanlar olmalıdır. Uzun yıllar boyunca meslek alanlarımızda oluşturulmuş olan bilimsel ve teknolojik birikimden hareketle ilgili idareleri yer seçim kararlarını alırken mesleki ilkelerini gözetmeye ve inşa süreçlerini kır-kent bütünlüğünü ve tüm sektörleri kapsayacak biçimde sürdürmeye davet ediyoruz. Bu vesileyle depremzede vatandaşlarımızı nitelikli mekânsal ve ekonomik imkânlara kavuşturacak, refah düzeylerini yükseltecek tüm süreçlerde meslek ilkelerimiz ve birikimlerimiz doğrultusunda tüm gücümüzü ve birikimimizi sunmaya açık olduğumuzu kamuoyuna bir kez daha saygıyla duyururuz."