Aşağıda gördüğünüz resim tren vagonları gibi dursa da aslında değil. Bu dizi dizi dizilmiş upuzun şeridi oluşturan şeyler otobüsler.
Ben yedi adet saydım ve arka taraftan da iki adet geliyordu.
Yine resimde gördüğünüz gibi burası Bostanlı iskele çıkışı. Iskeleden çıkmakta olan arabalar ve otobüsler ilerlemeye çalışıyor.
Tramvaydan önce, iskeleden çıkmak için sağa dönüp uzunca bir yol gidilmiyordu. O zamanlar iskeleden çıkış için istikamet tam karşısıydı. Yani bir araba veya otobüs, iskeleden çıkıp dosdoğru karşı yola geçebiliyordu. Artık geçemiyor.
Önce sağa sonra tekrar geriye doğru bir U dönüşü ile yola çıkması gerekiyor.
Tabi bu süreç de öyle süratli olamıyor. Çünkü, ışıklar var. Işıklar sadece iskele çıkışına çalışmıyor.
Daha tramvay var, sonra anayolun araçlarına geçiş var. daha çok ışık var yani.
Bu uzun vagonların iskele yolundan anayola çıkabilmesi toplamda 4-5 dakika civarı.
Az bir zaman gibi görünebilir. Ancak zamanın ne kadar uzun olduğunu şöyle anlayabiliriz;
Normal şartlarda iskele ile mavişehir arası 5 dakika sürüyor.
Yani iskeleden çıkıp 5-6 durak gitmek ile iskeleden anayola çıkabilmek aynı süre.
Sizce de biraz tuhaf değil mi?
Tramvayın yapılış amacını hatırlayalım.
Trafiği rahatlatmak. Yoksa yanılıyormuyum? Amaç sahil şeridinde gezinti miydi? Ben mi yanlış anladım?
Ikisi de olmadı zaten. Bir trafik rahatlamadı, iki, yüzlerce kişinin doldurduğu balık istifi tramvayda sahil şeridi gezintisi yapılamıyor. Yaşlısı, çocuklusu tıkış tepiş yolculuk yapıyor. Pusetli birisinin mesela tramvayda insani şartlarda seyahat edebilmesi mümkün değil.
Burda rahatlayan tek şey tramvay. O da kendi raylarında gidip geliyor zaten.
Tramvay yapılınca, bir çok otobüs hattı kaldırıldı. Ve en önemlisi dolmuşlar kaldırıldı.
Ne tramvayın ne otobüsün geçmediği bostanlının arka taraflarına giden dolmuşlar geri gelmemek üzere iptal edildi.
Örneğin siz Bostanlı’da evinizden çıkıp Başkent Hastanesine gitmek isterseniz biraz zorlanacaksınız. Çünkü o tarafa giden tek bir otobüs hattı var. Onun da saatlerine denk gelmelisiniz. Öyle vızır vızır çalışan bir hat olmadığından durakta kök salabilirsiniz. Yağmur yağabilir, soğuk olabilir, sıcaktan yandım diyebilirsiniz beklerken.
Dahası, eğer eviniz ne tramvayın ne otobüsün geçmediği bir yerde olabilir. Işte tam bu noktada dolmuş olsaydı da binseydim diyebilirsiniz.
Varolan bir kolaylığı, rahatlığı kaldırmak, yerine çok daha külfetli ve zor olanı koymak neden olabilir? Üstelik bu tramvayın trafiği rahatlatmadığı da gün gibi ortada iken.
Hem araba kullanmayın trafik rahatlasın diyorsunuz hem ulaşımı zorlaştırıyorsunuz. Bunu bana açıklayınız.
Sıradan ve aklı az da olsa çalışan bir vatandaş olarak ben diyorum ki, bu gereksiz tramvay masrafı yapılana kadar körfez trafiğine ağırlık verilseydi daha verimli olmazmıydı? Bu masrafı denize yatırmış olsaydık ülkede örnek olmazmıydık?
Deniz şehri burası. Bunun nimetlerinden daha çok nasıl faydalanırdık?
Yolları kazıp kazıp ray döşemek yerine iskeleler yapılsaydı, seferler arttırılsaydı. Örneğin günde sadece iki tane alsancak göztepe vapuru yerine on adet sefer konulsaydı. Daha pahalı ama daha hızlı ufak boyutta vapurlar olsaydı, taxi gibi mesela. Acelesi olan parasını verip istediği gibi gidip gelseydi. Ve böylece denizi kullanıp arabasını trafiğe sokmayan insanlar sayesinde trafik azalsaydı. Güzel olmazmıydı?
Bunları düşünmek akıl etmek ve çözüm üretmek nasıl bu kadar zor olabilir? Sıradan vatandaş ben, şehir planlamacısı bile olmadığım halde bu tramvay haberini ilk duyduğumda eyvah demiştim. Trafiğe ne katkısı olacak, bence daha beter olacak demiştim. Ve öyle de oldu.
Tramvaydan önce Karşıyaka’dan Alsancak’a giderken sabah trafiği sıkışırken, tramvaydan sonra ilerleyemez duruma geldi. Araba ile iyi kötü işe gidebilenler artık arabasını alıp yola çıkamıyor. Karşıyaka Alsancak arasını yarım saatten bir saate çıkaran uygulama başarısı…
Yani özetle ve en anlaşılır dilde, ben evime beş dakikada gidebiliyorken bu süre on dakikaya çıktıysa kimse bana faydalı birşey yaptık diyemez.