Yeni yıla girer girmez insanın tepesinin tasını attırıyorlar.
Akşam yeni yıla girdiğimiz gibi, benzine, mazota, otogaza zam geldi.
Miktarı önemli değil ama mantığını anlamakta güçlük çekiyor insan.
Sorsanız bu ürünleri dışardan alıyoruz, dolayısıyla dolarla alıyoruz, dolar yerinde durmadığına göre, dolasıyla da zam yapılmak zorunda.
Ne kadar ekmek, o kadar köfte mantığı. Ama ekmek dışardan, köfte dışardan.
İyi de kardeşim, dolar 10 gün önce 18 TL üzerine çıkmadı mı?
Hatta öyle birden de çıkmadı, yavaş yavaş, 15, 16, 17 derken 18 olmadı mı?
Ekmek yapan, peynir yapan, su satan, onu satan, bu satan dolar çok yükselti diyerek, neredeyse günlük her şeye zam yapıp, sabahtan akşama etiketleri değiştirip, yeni zamlı fiyatları açıklamadı mı?
Bir haftadan fazla oldu, dolar 18 iken düştü 10’lara, sonra yıl sonu, yurt dışına çıkan ve dolar ihtiyacını karşılayanlar yüzünden 1,2 lira daha arttı oldu 13 TL.
Aradaki 5 TL düşüş sanırım sizleri pek ilgilendirmiyor.
Çıkarken adım adım, gece gündüz takip ettiğiniz doları, inerken gözünüz kapalı mı takip ediyorsunuz?
Daha çok kazandığınızı, kanacağınızı sanarak girdiğini ekonomik kıskaçtan, daha çok zarar görerek çıkacağınızı düşünmeniz bu kadar zor mu?
Aha bitti yılbaşı, millet almak zorundaydı hediyeyi, yiyeceği, eğlenceyi, aldı. Şimdi alacak müşteri bulmak için elinizdeki o zamlı mallarla oturup düşünün, nasıl satabiliriz diye?
Bu milleti enayi yerine koymaya hiç birinizi hakkı yok ki, millet enayi değil.
Valla bir eski alışkanlıklarımızı dönersek, değil milyarlarca dolar harcayarak verdiğiniz reklamlar, bir alana bin hediye de deseniz bu millete yeniden çılgın alış veriş alışkanlığını zor kazandırırsınız?
Serbest piyasa ekonomisinde, serbestçe alış veriş yapma alışkanlığı edinmiş insanları kaybetmek istiyorsanız buyurun meydan sizin.
Para yerine elinizdeki malları sabah akşam sayıp durun!
Zamanı geçen, modası geçen, ihtiyaç dışı kalan mallarla nasıl zararlar ettiğiniz görün.
Eski tüketenleri mumla ararsınız!