Tut ellerimden!
Tutayım yar elinden, çıkalım dağlara der gibi…
Ya biz, ya da hiç olacağımız yerlere götür bizi!
Ruhum tek ve savunmasız. Bî-çâre kalmış ve çoğunlukla ezgilerle girdiğim savaşı kaybetmişimdir ben.
Müzik ve hafıza arasındaki bağ yadsınamayacak kadar güçlüdür. Duygularımıza hükmeden her şarkı bizi hatıralarımıza götürüp, kendi hikâyemize kısa bir özet olur. Bir şarkı ile doğar, bir TÜRKÜ ile ölürüz çok zaman. O yüzden tam bu noktada ozan girer devreye ve alır eline sazı;
“Sazımı asın duvara
Yalnız kalsın bahtı kara
Vasiyetim tüm dostlara
Türkülerle gömün beni”
"Müzik duygularımızın en açık dilidir." diyor Emil Zeig. Kimi zaman kelimelere dökemediğimiz duygu ve düşüncelerimizi bir şarkının tek bir cümlesi veya ezgisi anlatır ve ruhumuzu olduğu yerden çok uzaklara götürür. Kimi zaman da yine kelimelere dökemediğimiz duygu ve düşüncelerimizi bir şarkı ile anlatmak isteriz muhatabına.
“Kelimelerin başarısız olduğu yerde, müzik konuşur.”
Hans Christian Andersen
Ne zaman bir mızrap tele değse, istemsizce irkilir kalbim bir taşrada, ya da çok uzak bir kentte hiç fark etmez nerede olduğum hemen eşlik eder yüreğim o bağlamanın tellerine.
Ve aşık döner maşukuna der ki;
Gönül vurgun yedi perişan halım
Dost yolumu kesti el vurdu beni
Saz vefasız oldu perdeler zalım
Mızrap tetik çekti tel vurdu beni
İyi bir öğretmendir de. Bizler kaybolurken duygularımızın dehlîzinde, ehlîleştirir bizi. Her duyguya yer verir ve her duygumuz avutabilir bizi müzikle. Bu bazen bir şarkı olur, bazen bir türkü bazen de hangi dilde olduğunu bilmediğimiz bir ezgi.
Besler ruhumuzu ve duygularımızı büyütüp, zamanla olgunlaştırır. Yaşayıp da kabul edemediğimiz her ne varsa zamanla alışmamızı sağlar.Tüm duyguların ortak dilidir ve bizler her ne kadar farkında olmasak da müziğin bizde etkisi yadsınamayacak kadar büyüktür.
Hayallerimizi genişletir olmayan bir yarin gözlerine dalarız dakikalarca, ya da ılık bir akşam vaktinde yüzümüze çarpar rüzgarla. Dalıp dalıp gideriz çok uzak diyarlara. Ya da eşlik eder Ruhumuz gibi bedenimizde dans ederiz dakikalarca.
Zor iş şu yaşamak müziksiz. Hadi tutun ruhunuzun elinden, bırakın kendinizi ritmine içinizde ki ezginin. Ve seslenin umuda hoş geldin sevdiğim der gibi.
Hani diyor ya şarkı ;
Bugün günlerden güzellik, sefa geldin, hoş geldin
Ah bu yağmur yalnızlığımmış, dindim efendim
Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgar
Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar
Sen bana geç kaldın, ben sana erken
Soyunsun gün, sarsın geceler, vaktimiz varken