Mehmet Aygün’ün lezzet hikayesi, döneri Almanlar'ın vazgeçilmezi kılmasıyla başladı.
Almanya’da Türk mutfağının önemli bir yere gelmesinde büyük pay sahibi olan Aygün, Almanya'da Türk lezzetlerinin öncüsü olmaktan ve Anadolu'nun tatlarını Almanlar'ın da sevmesini sağlamaktan dolayı mutlu olduğunu dile getirdi.
Kurucusu olduğu Hasır Restoranları'nın başarısının sırrını kalite ve lezzetten asla ödün vermemelerine bağlayan Mehmet Aygün, “Tüm ekibimizle birlikte işimizi severek yapıyoruz. Hasır'da 40 yıla yakın bir süredir aynı özen ve kaliteyle Türk lezzetlerini özgün sunumları ile servis ediyoruz. Sııfrdan, her gün bir aşama kat ederek Hasır markasını hem Almanlar hem de Türkler için vazgeçilmez bir marka haline getirdik” diye konuştu.
İlk restoranı olan Hasır’ı Almanya'ya yerleşmesinden 2 yıl sonra 1977 yılında Berlin’de açtığını söyleyen Aygün, “Aile işletmesi olarak açtığımız restoranımız çok kısa sürede büyük bir başarı elde etti ve restoran sayımızı elbirliğiyle 15’e yükselttik. Şu anda Hasır'ın Berlin’de beş şubesi ve bir tane de Hasır Ocakbaşı bulunuyor. Hasır Restoranları, Alman hijyen kriterlerine uygun ve denetimlerini her zaman başarı ile tamamlayarak Almanlar'ın da güven duyduğu ve her zaman tercih ettiği bir marka oldu” ifadesini kullandı.
“Bizim için globale hitap etmek önemli”
Bir aile şirketi olarak yeme içme sektöründe kısa sürede elde ettikleri başarılarıyla kendilerini geliştirmeye devam ettiklerinin altını çizen Mehmet Aygün, Hasır markasından sonra zaman içinde Beef Grill Club konseptine yöneldiklerini kaydetti.
Beef Grill Club by Hasır'ın son yılların gelişimi ve deneyimiyle ortaya çıktığını belirten Aygün şu bilgileri verdi: “Bu konsept seçkin ve şık bir steakhouse atmosferinde geleneksel mangal keyfi fikrine dayanıyor. Berlin’in en merkezi ve önemli lokasyonlarında bulunan Beef Grill Club’ların Türk, Alman müdavimlerinin yanı sıra; Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen müşterileri bulunuyor. Kullandığımız malzemelerdeki titizliğimiz, hizmet kalitemiz, restoranlarımızın atmosferi, dekorasyonu gibi diğer unsurları da iyi bir şekilde harmanladığınız zaman başarıya ulaşıyorsunuz. Restoranlarımıza gelen tüm müşterilerimizi evimize gelen bir misafir olarak düşünüyoruz ve o şekilde ağırlıyoruz. Dolayısıyla memnun kalan misafirlerimizin referansları da başarımızı çoğaltıyor. Restoranlarımıza gelen herkes mutlaka kendine göre severek yediği bir tat buluyor. Bizim için globale hitap etmek önemli. Restoranlarda sunulan yeme –içme konsepti Titanic Hotels bünyesinde tüm otellerimizde de uygulanmaktadır. Sunduğumuz konseptler misafirler için lezzet tutkusu haline gelmiş durumda”
Golf ve futbol tutkusu
Mehmet Aygün, sporun kendisi için bir tutku ve hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu da hatırlatıyor. Son dönemde golfe tutkuyla bağlandığını açıklayan Aygün sözlerine şöyle devam etti: “Eylül 2015’te Antalya Belek’teki otelimizin bünyesine Golf Club’ı da ekledik. Bununla birlikte zamanımın büyük bir bölümünü golf sahasında golf oynayan dostlarım ve golf misafirlerimizle geçirmeye başladım. Dolayısıyla golf sporuyla daha yakından ilgilenmeye başladım ve özel dersler aldım. Golf insana olumlu yönden gerçekten çok şey katıyor. Haftanın 6 günü, günlük yaklaşık 4 buçuk 5 saat golf oynuyorum. Golf, konsantrasyonunuzu arttıran bir spor. Bu iş hayatınızda da fayda sağlıyor. Futbol ise ayrı bir tutkum. Son dönemlerde oynayamasam da futbol oynamayı, izlemeyi ve yorumlamayı her zaman çok sevdim. Bir dönem Almanya’da Türkiyemspor Berlin'in başkanlığını yaptım. Hobiden öte profesyonel bakış açısıyla aktif olarak yönetim sürecine dahil olmak çok farklı. Futbolun oyun boyutundan çıkıp yönetici rolünü üstleniyorsunuz. Olaylara gerçekçi bakmak, duygu ve mantığı birlikte kullanmak durumunda oluyoruz. Futbol kulübü yöneticileri hem kulübün havasını, taraftarın atmosferini idare edebilen hem de kulübü sportif anlamda daha ileriye taşıyabilen vizyona sahip olmalıdır”