İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi ile Ege Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Gürer Gülsevin ve Prof. Dr. Mustafa Öner’in konuşmacı olarak katıldığı, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ömür Ceylan’ın ise yürütücülüğünü üstlendiği “Kadim Bir Medeniyet Dili Olarak Türkçe” paneli, İKÇÜ Ana Yerleşkesinde gerçekleştirildi. Etkinliği, Rektör Prof. Dr. Mehmet Tokaç, öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci takip etti. Program, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından 2017 Türk Dili Yılı’na özel hazırlanan videonun gösterimi ile başladı.
REKTÖR TOKAÇ’TAN GENÇLERE UYARI
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Mehmet Tokaç, salonu dolduran yüzlerce öğrenciye, kariyeri boyunca yaşadığı dil deneyimlerini aktardı ve onlara çok önemli uyarılarda bulundu: “Dilimizi ancak çalışarak, üreterek ve ürettiklerimizi tüm insanlığın hizmetine Türkçe sunarak koruyabiliriz. Sizden en büyük beklentim, bu bilinçle ve ciddi anlamda çalışmanızdır.”
“YOZLAŞMAYAN DEĞERLER DE VAR”
Panelin yürütücülüğünü üstlenen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ömür Ceylan ise “Köksüz, savruk, müdahaleye açık bireyler ve toplumlar yetiştirmeye büyük bütçeler ve büyük tasarımlarla devam ediliyor. Modern dünyanın bize gösterdiği refah hedeflerine ulaşmak için büyük bir hevesle koşuyoruz. Nefes nefese çıktığımız bu koşu içinde ne dönüp kendimize bakmaya, ne de bu değişimin akış hızını aklı başında bir biçimde kavramaya vaktimiz var. Hâlbuki dünya, hâlâ binlerce yıl önceki hızı ve açısıyla dönmeye devam ediyor. Değişimin yozlaşmayla eş değer kabul edilmeye başlandığı bu yaşlı gezegende, değişen ama yozlaşmayan değerler de var. 1300 yıldır yazılı metinler üzerinden takip edilebilen Türkçe, kadim bir medeniyet dili olarak işte bu değerlerin başında gelir.” cümleleriyle, panelin açılışını gerçekleştirdi.
“DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR”
Ege Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Gürer Gülsevin ve Prof. Dr. Mustafa Öner, yaptıkları sunumlarla, 12 milyon kilometrekarelik dünya coğrafyasında yüz milyonlarca insan tarafından konuşulan Türkçenin, asırlar boyu nasıl bu kadar diri ve yeni kalmayı başardığının cevabını aradılar. Dilin sosyolojik değer ve karşılığı, dil-medeniyet ilişkisi, Türkçenin tarihi coğrafyası, diğer dillerle münasebetleri ve yaşayan dünya dillerine Türkçeden geçen binlerce sözcük, çarpıcı örneklerle dinleyicilere aktarıldı.
“DİL ELDEN GİDİYOR MU?”
YÖK Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi ise konuya çok farklı bir açıdan yaklaştı. Prof. Dr. Develi, “Dil elden gidiyor mu?” sorusunu gündeme getirerek şöyle konuştu: “Türkçe birtakım tehditlerle karşı karşıya olmakla birlikte, elden gitmiyor. En güçlü zamanlarından birini yaşıyor. Belki Türk halkları tarihte hiçbir zaman bu kadar sıkı ve yakın ilişkiler içinde olmadı. Kelimelerin renginin ne olduğunun önemi yok. Önemli olan o kelimelerle ne yaptığınız. Bütün olarak, dille bilim üretme yarışında olmamız lazım. Her alanda Türkçe eğitim yapıyoruz; eğer bilimsel teknoloji üretme sürecine girebilirsek, dünyaya bilim ve dolayısıyla kelime transfer eder hale geliriz. 10 bin kadar kelimemiz var dünyaya yayılan. Yabancı kelimeleri dil kirlenmesi olarak görmek, bizim dünyamızı daraltır.”