Evinizde oturuyorsunuz kapı çaldı. Allah’ın misafiri olarak gördüğünüz insanı veya insanları içeri aldınız.
İzzet, ikramda bulundunuz, sohbet ettiniz, işten, güçten, gelecekten konuştunuz.
İyi şeyler konuştunuz ve iyi şeyler düşündünüz.
Tam gideceklerken bir şeyi fark ettiniz.
Belinde silahı!
Bir şey daha fark ettiniz evinizden küçük veya büyük değeri büyük size ait bir şeyleri çaldığını.
Ne yaparsınız?
Doğal olarak müdahale edersiniz.
Elinde size ait olanları almaya çalışırsınız.
İşte o sırada silahını çekip rastgele ateş ettiğinde sizi olmasa da, ailenizden birilerini, evde bulunanlardan birilerini vurduğunu, öldürdüğünü düşünün.
Ne yaparsınız?
Doğal olarak varsa silahınız müdahale edersiniz, var gücünüzle onu durdurmaya, aldığı eşyalardan, canlardan daha ötesi evinizi ele geçirmesine engel olmak istersiniz.
Buraya da kadarı da doğal dimi?
Hangi hâkim bu durumda size müdahale ettiğiniz için ceza, hangi savcı bu durumda size ateş ettiğiniz için gözaltı, hangi polis size hareketinizden dolayı işlem yapabilir?
Dünyanın hangi kanunu veya vicdanı sizin bu hareketinizi haksız ve yersiz görebilir?
Bir dakika daha burada da bitmesin hikâyemiz, biraz daha uzatalım.
O Allah’ın misafiri olarak, dost olarak bildiğiniz sonrasında elinde silah, çaldıkları mallarınız, aldıkları canlarınız ortada olan kişiyi öyle ya da böyle nedenle kapı dışarı etmeyi başardığınızda, tam karşısındaki, alttaki veya üstteki komşunuzun kapısını açıp içeri alıp, misafir ettiğini, size güldüğünü, onu koruduğunu düşünün.
Ne yaparsınız?
İşte 15 Temmuz 2016’de Türkiye aynen bunları yaşadı.
Kimi Allah’ın misafiri, kim ev sahibi, hırsız, katil, düşman, kim karşı komşu varın onu da siz yerlerine koyun.
Bu arada misafir sözümü falan takılmayın.
Katilin, hırsızın, caninin evden birisi olması, komşunun da yılların komşusu olması daha fena.
15 Temmuz’da hayatlarını kaybedenlerin mekânları cennet olsun.
15 Temmuz’dan alınacak ders ülkemiz adına alınacak son dersi olsun.
Ama şunu da unutmayın, ev bizim evimiz, can bizim canımız, mal bizim malımız.
Yüzyıllardır olduğu gibi o katiller, o caniler, o hırsızlar, o hainler hep olacaktır.
Aldığımız dersten çıkan not, sonrasında yaşayabileceklerimize karşı tedbirlerimizi ne kadar aldığımıza bağlı.
Türkiye’ye, Türk Milleti’ne ne kadar âşık olduğumuza bağlı.
15 Temmuz Mille Birlik ve Beraberlik Günümüz kutlu olsun.