Türkiye’nin 28 Mayıs seçimlerinde ne beklediğinden çok dünyanın diğer ülkelerinin 28 Mayıs Türkiye seçimlerinden ne beklediğine bakmak gerekiyor.
Farkında mısınız bilemiyorum ama Türkiye’deki seçimler bütün dünya ülkelerini ilgilendiren bir boyutta.
Çünkü Anadolu coğrafyası dünyanın en güzel, en verimli ve aynı zamanda da en tehlikeli coğrafyası.
Dile kolay 600 yıl boyunca Anadolu’da var olmuş Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının üzerinden sadece 100 yıl geçti.
Anadolu’da 100 yılda ne değişti diye sorarsanız belki idari, bürokratik ve hukuksal anlamda çok şey değişmiş olabilir ama coğrafi, etkin ve kültürel yapıda çok değişen bir şey yok.
100 yıl öncesine kadar İstanbul merkezli Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde kendi özüyle, kültürüyle ve düşüncesiyle var olan insanlar şimdilerde Türkiye’nin sınırları içinde ve sınırlarının hemen yakınında Osmanlı’nın maddi ve manevi mirasçısı olduğu iddiasında.
600 yıl boyunca bağlı olduğu, her türlü maddi ve manevi varlığını verdiği, aldığı Osmanlı’dan sonra her anlamda mirasçılık iddiası ise Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içinde yaşayan herkesin hukuki olarak hakkı.
Bu nedenle Türkiye’nin seçimleri sıradan bir seçim olmuyor.
100 yıl öncesine kadar dünyaya hükmeden Osmanlı’nın ana merkezinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin seçimleri Türkiye sınırları dışında yaşayan herkesin izlediği, etkilemeye çalıştığı bir seçim.
Siyasetçilerin yerli ve milli vurgusu da bu geçmişten kaynaklıdır.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ayrı bir durum, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi olarak görmek ayrı bir durum.
Bugün Avrupa veya Amerika’da yaşayan Türkler de kendilerini o ülkenin vatandaşı olarak görürler ama hiçbir düşünce ve his onları Avrupa’nın her hangi bir ülkesinin veya Amerika’nın sahibi olduğu anlamına gelmez.
Daha öncesi yazımda ayrıca yazdığım Sinan Oğan’ın çift faktörlü koruması dün Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleme açılmasıyla tek faktörlü oldu.
Atatürkçü, milliyetçi oyların sahibi Oğan’ın başka türlü bir tercih yapmasını da siyaset uzmanları beklemiyordu.
Yurt dışında kullanılan oylarda 1,5 milyonun üzerine çıkılması ise yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının 2. Tur için nasıl bir seferberlik yaptığını gösteriyor.
28 Mayıs seçimlerinde ne olur sorusunun cevabını siyasi uzmanlar matematiksel olarak üç aşağı, beş yukarı verebiliyorlar.
Cumhur İttifakı’na oy veren seçmenin sandıklar üzerindeki hevesi ve sonuçlar üzerinde iddiası çok yüksek.
Millet İttifakı tarafında ise ilk turda beklenilen ancak alınamayan, yakalanamayan oy oranları üzülen, kırılan ve hayal kırıklığı yaşayan seçmenin sandığa gitmeyeceği korkusu yarattı.
28 Mayıs şimdine ülkemiz için, dünya için iyi şeylerin başlangıcı olsun!