AK Parti Karabağlar İlçe Başkanı Kazım Erten, 1961 yılında idam edilen Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı ölüm yıldönümlerinde anarak, “Adnan Menderes, ‘Türkiye Müslümandır, Müslüman kalacaktır’ diyerek, Türk Milletinin dininden, inancından koparılamayacağını tüm Dünya'ya ilan etti. Ezan yasağını kaldırttı. Ege'nin evladı Menderes'in o gün İslam, Demokrasi, Kalkınma ve Çağdaşlaşma idealini en güçlü şekilde sahiplenen Ege ve İzmir'in bu gün yeniden bu mesajı okuması gerekir. Bize yabancı değerler, ideolojilerden kurtuluş beklememelidir” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak 1961 yılında bugün, dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan, askeri darbe diktası tarafından idam edilmişti. Demokrasi şehitleri olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yer alan olayın yıl döneminde AK Parti Karabağlar İlçe Başkanı Kazım Erten de bir mesaj yayımladı.
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ı rahmetle andığını belirten Başkan Erten, dönemin başbakanı Adnan Menderes’in İzmir’de yaptığı konuşmadan "Türkiye Müslümandır Müslüman Kalacaktır. İslamiyetin Tüm İcapları yerine getirilecektir." dediğini hatırlatarak, “İslam'ın, Müslümanlığın demokrasi ile sorunu olmadığını ortaya koydu. Çok Partili Sistemin, hayırlarda yarışmak, seçenekli, alternatifli, tercihli düzen olduğunu, bu sistemin İslam'ın da benimsediği bir sistem olduğunu tüm Dünya'ya ilan etti.” dedi.
AK Parti Karabağlar İlçe Başkanı Kazım Erten’in yayımladığı mesajın tam metni şöyle:
ADNAN MENDERES, FATİN RÜŞTÜ ZORLU VE HASAN POLATKAN'I RAHMETLE ANIYORUZ!
İzmir'de yaptığı bir konuşmasında, "Türkiye Müslümandır Müslüman Kalacaktır. İslamiyetin Tüm İcapları yerine getirilecektir." ifadesini kullanan Adnan MENDERES ve arkadaşları İdam edilmiştir.
Türkiye İslamdan kopmayacak, Tarım Döneminden Sanayi Dönemine geçecek. Demokrasi'den vazgeçmeyecek; bütün bu değerler ile birlikte kalkınacak, Çağdaşlaşacak, İnsanlık Ailesi içerisinde hak ettiği yerini alacak dediği için arkadaşları ile birlikte İdam edilmiştir.
Gazi Mustafa Kemal, Onuncu Yıl Nutkunda "....Cumhuriyeti kurduk. Ancak Cumhuriyeti kurmakla iktifa edemeyiz.......Muasır Medeniyetlerin Fevkine çıkacağız...Elimizde tuttuğumuz Meş'ale Müsbet İlimdir..." ifadelerini kullanıyor.
Batı Taklitçisi olmayan, Emperyalizmin ve Sosyalizmin güdümüne girmeyen, kendi değerleri üzerinden, Bağımsız Türkiye olarak, İnsanlık Cemiyeti içerisinde iddialı bir mücadele verip, Çağdaş Uygarlıkların Üzerine çıkma Hedefi taşıyan bir Millet ve Devlet olarak Var Olmak!
Türkiye zorlu, sorunlu, netameli süreçlerden sonra 1946' da Çok Partili Sisteme geçti. İkinci Dünya Savaşından sonra CHP İktidarı kaybetti. Türkiye artık Demokrat Parti tarafından yönetiliyordu.
Demokrat Parti'den beklenen, ülkeye Altyapı yatırımlarını yapmaktı. Ancak bununla yetinilmedi! Kalkınma, Ekonomi ile ilgili yatırımlar da yapılmaya başlandı. Ekonominin kuralıdır; bir ekonomik yatırım yapıldığında, 1 birimlik yatırım beraberinde 5 misli yatırımı tetikler.
Demokrat Parti'nin Türkiye'yi Tarım Döneminden Sanayi Dönemine geçirdiğini fark eden Batılı çevreler 1954’te Kredilerini kestiler.
Maliye Bakanı Hasan POLATKAN, CHP döneminde biriktirilen altınları sattı ve Kredisiz, Borçsuz yatırımlara devam etti.
1957 senesinde Altınlar bitince, Türk Lirası Piyasaya sürülerek Altyapı ve Kalkınma Yatırımları tamamlandı.
Adnan MENDERES'in Batıya ve Tüm Dünya'ya verdiği Mesaj açıktı;
"Türkiye Müslümandır, Müslüman kalacaktır." diyerek, Türk Milletinin Dininden, İnancından koparılamayacağını tüm Dünya'ya İlan etti. Ezan yasağını kaldırttı.
İslam'ın, Müslümanlığın Demokrasi ile sorunu olmadığını ortaya koydu. Çok Partili Sistemin, Hayırlarda Yarışmak, Seçenekli, Alternatifli, Tercihli Düzen olduğunu, bu sistemin İslam'ın da benimsediği bir sistem olduğunu tüm Dünya'ya ilan etti.
Müslüman Türk Toplumunun Çok Partili, Çoğulcu Demokrasi ile birlikte Sanayileşme, Ekonomik Kalkınma ve Rekabet yolu ile, Çağdaş bir Toplum ve Ülke olarak İnsanlık Cemiyeti içerisinde varlığını sürdürebileceğini Altyapı, Kalkınmayı gerçekleştirip, Tarım Toplumundan Sanayi Toplumuna Türkiyeyi geçirerek ortaya koydu.
20. Yüzyılın İdeolojileri, Rejimleri, Sistemleri altında Türkiye'nin ezilmesini istemediler. Onların tanımlarına, kalıplarına sığdırılmayı benimsemediler.
Türkiye'nin İslam, Demokrasi, Kalkınma, Çağdaşlık Değerleri ile birlikte Gelişmesini, Büyümesini İstemeyen Güçler 1960 Darbesi ile Müdahale gerçekleştirdiler.
MENDERES ve yakın arkadaşlarını, 20. Yüzyılda, iki Dünya savaşı sonrasında, Müslüman, Demokrat, Kalkınmacı, Çağdaş bir Türk Toplumu'nu yeniden İhya ve İnşa ettikleri için İdam ettiler.
Peki Ne Oldu? Bu İdamlar, Müdahaleler Türkiye'nin gelişmesini durdurabildi mi? Hayır! 1960, 1971, 1980, 28 Şubat, 27 Nisan, bu Darbelerin hiç birisi Türk Siyaset Tarihinin MENDERES, ÖZAL, ERBAKAN, ERDOĞAN Siyaset çizgisi ve sürecini saptıramadı!
Süreç, Türkiye'yi, İnacından, Tarihinden, Kültüründen, Medeniyetinden, Demokrasisinden, Bağımsızlığından, Çağdaşlığından koparmadan; İnsanlık Ailesi içerisinde Barışçı, Güvenlikçi, Özgürlükçü, Yapıcı, Üretici bir Model olarak öne çıkarıyor!
Meşrutiyet sonrası Batılı Kurumsallaşmayı model almak suretiyle 10 sene içerisinde Osmanlı'yı dağıtan İttihat Terakki Partizanlığı tuzağına düşülmüyor. Tek Partili CHP ile gelişmeyi sürdürmenin imkansızlığı, Türkiye Modernleşmesini, kendi özgün, bağımsız mecrasında zorlu, sorunlu, müdahaleli koşullarda da olsa, tüm engelleri, sırtları aşarak, Yarlardan geçerek bir Mahrec'e, Çıkışa götürüyor.
Bu arada İzmir'e bir hatırlatma yapmamız gerekir; Ege'nin evladı Menderes'in o gün İslam, Demokrasi, Kalkınma ve Çağdaşlaşma idealini en güçlü şekilde sahiplenen Ege ve İzmir'in bu gün yeniden bu mesajı okuması gerekir. Bize yabancı değerler, ideolojilerden kurtuluş beklememelidir.
Bu vesile ile, Merhum MENDERES, POLATKAN ve ZORLU'yu tekrar Rahmetle anıyoruz.