Garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran'ın kontrol güçleri, rejim ve muhalifler arasında çatışmayı engellemek için bölgede konuşlanacak. Rus müzakereciye göre, Rusya, Türkiye ve İran, İdlib'e 500'er gözlemci gönderecek.
İç savaş ülkesi Suriye'de tarihi bir gün yaşanıyor. Muhaliflerin kontrolündeki en büyük bölge olan İdlib'de çatışmasızlık anlaşmasına varıldı.
Kazakistan'ın başkenti Astana'da altıncısı düzenlenen Suriye zirvesinde alınan kararlar ilan edildi. Garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran, Türkiye sınırındaki İdlib'te oluşturulacak çatışmasızlık bölgesinde uzlaştı. Üç ülkenin kontrol güçleri, rejim ve muhalifler arasında çatışmayı engellemek için bölgede konuşlanacak.
Zirvenin kapanış bildirgesini Kazakistan Dışişleri Bakanı Kayrat Abdrahmanov okudu. Abdurrahmanov, garantör ülkelerin, başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesi, Humus'un kuzeyindeki belirli bölgeler, Suriye'nin güneyindeki Deraa ve çevresinin yanı sıra İdlib vilayetinde de (Halep, Lazkiye ve Hama'nın bazı kısımlarını içerecek şekilde) çatışmasızlık bölgesi kurulmasında anlaştıklarını duyurdu.
Dört çatışmasızlık bölgesindeki aktiviteleri düzenlemek için Türk-Rus-İran Koordinasyon Merkezi kuruluyor. Çatışmasızlık bölgeleri altı aylık olacak, garantör ülkeler anlaşırsa süre uzayacak.
Toplantıya katılan kaynaklardan alınan bilgiye göre, kontrol güçlerinin yerleşeceği alanlar, önümüzdeki günlerde kararlaştırılacak.
Anlaşma terör örgütü IŞİD ve El Kaide bağlantılı Nusra gruplarını kapsamıyor.
Dışişleri Bakanlığı'ndan İdlib açıklaması
Dışişleri Bakanlığı, Ankara'nın alınan sonuçta önemli bir rol oynadığını yaptığı açıklamayla duyurdu.
Açıklama şöyle:
"Astana toplantılarının üç garantör ülkesi arasında sağlanan mutabakat uyarınca, sözkonusu üç ülkeden gözlemciler, çatışmasızlık bölgesinin sınırlarını teşkil eden güvenlikli bölgelerde oluşturulacak kontrol ve gözlem noktalarında konuşlandırılacaktır. Gözlemci kuvvetlerin asli görevi, rejim ve muhalefet arasında çatışma yaşanmasını engellemek ve olabilecek ateşkes ihlallerini izlemek olarak tanımlanmıştır. Gözlemci kuvvetlerin faaliyetlerinin eşgüdümü, üç garantör ülke arasında oluşturulacak Müşterek Koordinasyon Merkezi tarafından sağlanacaktır.
Türkiye, İdlip çatışmasızlık bölgesine ilişkin müzakere süreci boyunca, muhalefetin garantörü sıfatıyla sahadaki muhalif grupların yaklaşım ve değerlendirmelerini de dikkate alarak mutabakatın hayata geçirilmesinde belirleyici rol oynamıştır.
İdlip çatışmasızlık bölgesinin ilan edilmesi, Suriye'de sahada yaşanan gerginliğin azaltılması amacıyla Mayıs ayında imzalanan muhtıranın hayata geçirilmesindeki son aşamayı teşkil etmektedir. İmzalandığı günden itibaren sahada yaşanan ateşkes ihlallerinin sayısında önemli düşüş sağlayan muhtıra, bu son gelişmeyle birlikte, BM arabuluculuğunda Cenevre'de yürütülmekte olan siyasi sürecin ilerletilmesi için sahada gerekli koşulların hazırlanmasına önemli katkıda bulunmaktadır.
Suriye ihtilafının ancak siyasi çözümle sona erdirilebileceğine inanan Türkiye, Astana toplantıları sayesinde kaydedilen bu ilerlemenin sağladığı ivmeyi, Cenevre toplantılarıyla Suriye’de ilerletilmeye çalışılan siyasi geçiş sürecine verdiği güçlü destekle sürdürmeye kararlıdır."
'Ulusal uzlaşı komiteleri'
Rus müzakereci ise 3 ülkenin Suriye'de ulusal uzlaşı komiteleri kurulması konusunu tartıştığını söyledi. Rus müzakereciye göre, Rusya, Türkiye ve İran, İdlib'e 500'er gözlemci gönderecek.
Kritik nokta İdlib
İdlib, iç savaşın en kritik noktası. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, dün yaptığı açıklamada İdlib'in de çatışmasızlık bölgesine dahil edilmesini beklediklerini söylemişti.
Rusya lideri Vladimir Putin'in Suriye özel temsilcisi Aleksandır Lavrentiev de, İdlib üzerinde anlaşmaya çok yakın olduklarını belirtmişti. Lavrentiev, İdlib'te Türkiye, Rusya ve İran'dan gözlemcilerin yer almasını öngördüklerini aktarmıştı.
Yeni Şafak gazetesi, bugünkü haberinde 25 bin Türk askerinin İdlib'e yerleştirileceğini sayfalarına taşımıştı. Haberde Türk ordusunun Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) unsurlarıyla birlikte İdlib'in kuzeyini kontrol edeceği belirtiliyor. Söz konusu haber, henüz doğrulanmış değil.
Önceki Astana toplantılarında ne olmuştu?
Astana toplantılarının ilki 23-24 Ocak'ta Türkiye ve Rusya öncülüğünde, iki ülkenin garantörlüğünde sağlanan ateşkesin güçlendirilmesi gündemiyle düzenlenmişti. Türkiye, Rusya, İran, BM, muhalefet ve rejim heyetleri, ateşkesi izlemek için üçlü mekanizma kurulması konusunda anlaşmıştı. Yalnızca garantör ülkelerin katıldığı 6 Şubat'taki toplantıda izleme mekanizmasına ilişkin teknik detaylar ele alınmıştı. Tüm taraflar, 15-16 Şubat'taki ikinci toplantıda yeniden bir araya gelmişti. Astana 3 toplantısı da 14-15 Mart’ta yapılmıştı. Toplantıda İran'ın, Türkiye ve Rusya'nın yanı sıra ateşkesin garantörü olmasında anlaşılmıştı.
Garantörler, 3-4 Mayıs'ta düzenlenen 4. toplantıda, rejim ve muhalefet arasında çatışmaların en yoğun olduğu İdlib ili ve çevresi, Humus ilinin kuzeyindeki belli bölgeler, başkent Şam'daki Doğu Guta, Suriye’nin güneyindeki Dera ve Kuneytra illerinde "çatışmasızlık bölgeleri" kurulmasına karar vermişti. Beşincisi 4-5 Temmuz'da düzenlenen diğer toplantıda ise garantör ülkeler, Ortak Çalışma Grubu'nun çatışmasızlık bölgelerinin sınırları üzerine çalışmasına devam etmesi kararı almıştı.
Toplantı sırasında ABD ve Rusya'nın, Suriye'nin güneyindeki Dera ve Kuneytra illerini kapsayan çatışmasızlık bölgesinde, ABD'nin de söz sahibi olacağı bir güvenli bölge kurmak ayrı bir anlaşma yaptığı ortaya çıkmıştı. Yürürlüğe 9 Temmuz'da giren ateşkesi denetlemek için Rus askeri polisi bölgeye konuşlanmıştı.
Rusya Savunma Bakanlığı, 22 Temmuz'da da Şam'ın doğusunda rejimin kuşatmada tuttuğu Doğu Guta bölgesinde ateşkes için anlaşıldığını ilan etmişti. Rusya, 3 Ağustos'ta da Humus'ta ateşkes sağlandığını duyurmuştu.