İnci Taneleri dizisi desem belki ne olduğunu anlayan çok az olur ama ‘DİLBER’ desem, ‘PAYVON’ desem, ‘EV’ desem, ‘DANS’ desem eminim 7’den 70’e herkes gayet iyi hatırlar.
Televizyon kanalında bu hafta yayına girmesi muhtemel Yılmaz Erdoğan yapımı bir yeni dizi; İnci Taneleri.
Pavyon şarkıcısının söylediği ‘DİLBER EVİN YOK MU?’ sözleriyle dans eden pavyon oyuncusunun sahnesi ise herkesin içini dağladı.
Erkekleri başka yönden, kadınları başka yönden, çocukları başka yönden.
Türkiye’nin gerçekliğini anlatacağını umduğum bir dizi olmasını diliyorum ama görünen popülizm, hiç de öyle olmayacak türden olmaya başladı.
Mesela en basitinden evi olmayan genç kızların, çalışıp kazanmak yerine pavyona düşmesi gibi saçma bir neden yaratılıyor bilinçaltında.
Mesela en basitinden erkeklerin çok parası varsa, onu har vurup, harman savuracağı, sorumsuzca eğlenip, dağıtacağı bir mekân yaratıyor bilinçaltında.
Türkiye’deki pavyon kültürü, gelişmiş ülkelerdeki pavyon kültüründen çok ama çok farklıdır.
Bakmayın siz öyle ‘DİLBER’in “Evim yok” diye bağırdığına, Dilber konumunda olup da evi olmayan ama başında belalısı olan, başında onun parasını yiyerek hayatını idame ettiren sözüm ona kabadayı gibi görünenler bir hayli fazla.
Bakmayın siz öyle ‘DİLBER’in evim yok diye bağırdığına, onun konumunda olup da, bir değil, yüzlerce evi olabilenler de bir hayli fazla.
Diziyi izlediğimizde verilen hayat mesajı, belki çok farklı olacaktır bilemiyorum, izlemeden de bilemem.
Ama şu bir gerçek ki, Türkiye’de pavyon kültürü öyle güllük gülistanlık, çok eğlencelik bir durumda değil.
Halk deyimiyle pavyonlara düşenlere öyle helalinden, alın teriyle, sadece sahnede göbek havası atarak para kazananlar olarak görülmüyor, görülmez de.
Sahnede göbek atarak para kazananlar, öyle daha çok para kazanıp, rahat yaşamak için pavyonların insan kaynakları birimine müracaat edip, pavyon yönetim kurulu üyeleri tarafından mülakata tabi tutularak seçilen işin ehli olduğu düşünülen insanlar değil.
Fizik tamamsa gerisine gerek yok!
Türkiye’nin pavyon kültürü; bol acı, bol alkol, çok sömürü, çok işkence ve çok zoraki yapılan şeylerle dolu.
Pavyonlar öyle, pavyonda çalışanlar öyle de pavyon müşterileri de onlara uyumlu olarak öyle.
Havadan kazandığı paraları, çaldığı, dolandırdığı, yasal olmayan yollardan kazandığı paraları harcamayanlar daha yoğunlukta.
Akşama kadar pazarda maydanoz satanı, akşama kadar devlet dairesinde evrak işleri yapanı, akşama kadar hastanede temizlik işleri yapanı pavyonlarda göremezsiniz.
Çünkü parası yetmez, çünkü cesareti yetmez.
Bizdeki pavyon kültüründe ‘SE-YEK’ denilen sistem vardır.
Parası çok olan, eğlendirilecek insan, yolunacak tavuk gibi görünür ve itinayla pavyon sahibi, pavyon şarkıcısı ve pavyon kadını tarafından yolunur.
‘DİLBER’in evi yok diye üzülenlere de, sevinenlere de selam olsun!