Yeşilay'ın akademik dergisi The Turkish Journal on Addictions'ta (Addicta) yer alan araştırmaya göre Türkiye'de 12-18 yaş aralığındaki gençlerin, yüzde 3,6'sının internet bağımlılığı profili olarak kabul edilirken, yüzde 21,8'inin ise internet bağımlılığı sınırında olduğu tespit edildi.
Araştırmada ayrıca bu bulguların internet ve teknoloji kullanımının ergenler ve gençler arasında oldukça yoğun olduğu ve kullanımın gittikçe yaygınlaşması ile birlikte olumsuz etkilerin de arttığı vurgulandı.
Oyun konsolundan, internet üzerinden, cep telefonundan ya da tabletten oyun oynayan ergenlerin yüzde 60'nın bireysel oyunları tercih ettiği belirlendi.
Araştırma, ergenlerin spora ve eğlenceye ayıracakları zaman dilimini internette oyun oynayarak harcadıklarını da ortaya çıkardı.
"0-3 YAŞ ARASI EKRANLA TANIŞMAMALI"
Uzun süreli televizyon izleyen, bilgisayar oynayan çocuklarda gelişim geriliğinin sıklıkla görülen sorunlar arasında yer aldığını belirten Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Klinik Psikolog Mehmet Dinç, çocukların 3 yaşına kadar mümkün olduğunca televizyondan uzak tutulması gerektiğine dikkati çekti.
Bunun yerine aktif oyunlarla çocuklar ile iletişim kurulmasını öneren Mehmet Dinç, "Araştırmalara göre beyin gelişiminin yüzde 70'i, yaşamın ilk yılında tamamlanıyor.
Dinç, gerçek ve fanteziyi ayıracak yaşta olmayan çocukların, 'sempatikleştirilmiş' çizgi film karakterleri tarafından sergilenen şiddeti izlemesinin ileride saldırganlığa yönelmesine neden olabileceğini belirtti.
''AİLELER ÇOCUKLARINI SOSYAL MEDYADA TAKİP ETSİN"
Teknolojinin kontrolsüz ve bilinçsiz kullanıldığı zaman getireceği bağımlılık sorununu önemsemeyen ebeveynlerin çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalabileceğini belirten Mehmet Dinç, bu noktada ailelere düşen görevleri ise şöyle sıraladı: "Ebeveynin bu noktada, kendisinin teknolojiyle olan ilişkisini sorgulaması lazım. Eğer ebeveyn olarak çocuklara rol model oluyorsak, kendi internet kullanımımızın ne kadar fazla olduğuna bakmamız gerekir. Eve gelir gelmez açılan bilgisayarlar, bitmek bilmeyen telefon kullanımı iletişimi zaten kısırlaştırıyor. Öncelikle aile içerisinde iletişimin kurulabiliyor olması, birlikte zaman geçiriyor olmak, birlikte geçirilen zamandan keyif alabiliyor olmak önemlidir. Birlikte zaman geçirmekten keyif alındığında, iletişimin güçlü olduğu noktada, teknoloji bir sığınak olarak görülmeyecektir."
11 milyon öğrenciye ulaşıldı
Milli Eğitim Bakanlığıyla yapılan işbirliği neticesinde hayata geçirilen TBM kapsamında; 2015 – 2016 eğitim öğretim yılında rehberlik öğretmenleri tarafından yapılan eğitim faaliyetleri ile 11 milyon öğrenci ve 2 milyon yetişkine ulaşıldı.
TBM’nin yeni eğitim döneminde de gerek okullar, gerekse ilgili bakanlıklar ve kurumlar vasıtasıyla daha geniş kesimlere ulaştırılması planlanıyor.