Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından düzenlenen Geleneksel Edebiyat Konferansları kapsamında EÜ Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Talimciler, “Türkiye’de Futbol Fanatizmi ve Medya İlişkisi’’ başlıklı konuşmasında Türk futbolu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Ege Üniversitesi İletişim Fakültesinde “Spor Medyası” dersini de veren Doç. Dr. Ahmet Talimciler, Türkiye'de spor medyası olduğunu düşünmediğini, Türkiye'de futbol medyasının var olduğunu söyledi. Doç. Dr. Talimciler, "Spor medyasında zaman zaman diğer spor dallarına ait yansımalar görülebilir ama genel anlamda kendi yaptığım çalışmalarda da gördüğüm şey ülkemizde spor medyasından ziyade futbol medyası var. Bu futbol medyasında da şöyle bir ayrıştırma söz konusu, bütün takımlara eşit mesafede yaklaşan bir medya yok ortada. Genel bir perspektifte baktığımızda 4 büyükler olarak nitelendirdiğimiz takımlar yani taraftar sayısı çok fazla olan takımlar hakkında çok fazla haber varken, Anadolu takımları diye tabir edilen taraftar sayısı az olan takımlar hakkında hemen hemen hiç haber yok” diye konuştu.
“Spor medyası tarihin rövanşını alan bir mecraya dönüştü”
“Spor medyasındaki söylem milli ve milli olamayan maçlar arasında farklılıklar gösteriyor” diye konuşan Doç. Dr. Talimciler, "Spor medyasında tarihten gelen husumetlere dayanarak göndermelerde bulunan manşetler atılıyor. Örnek olarak ‘Yunan'a Osmanlı tokadı’, ‘Denize Döktük Yine Dökeriz’ vs. gibi manşetlerini görebiliyoruz. Futbol ve diğer spor müsabakalarında atılan bu tür başlıklar bu karşılaşmaları spor müsabakası olmaktan çıkarıyor ve tarihi geçmişin rövanşının alınacağı mecralara dönüştürüyor.
Şiddeti gösteren ve teşvik eden söylemlerin de yoğun olarak spor medyasında kendisine yer bulduğunu belirten Doç. Dr. Talimciler, "Atılan manşetlerin ve başlıkların çoğunda nişan alma, vurma, cephe, bombalama gibi kelimelerin kullanılması bunun açık bir göstergesidir. Kullanılan bu söylemde kelimeler tesadüfi seçilmiyor, şiddete işaret ediyor. Ama asıl üzerinde durulması gereken konu içerideki karşılaşmalarda nefret veya şiddet söylemini pek fazla görmeyip, yurtdışındaki karşılaşmalarda bunların sıklıkla kullanılıyor olması" dedi.