Türkiye’de artan elektrik giderlerinin sebebi, elektrik üretiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının henüz istenilen düzeyde kullanılamaması. Tüm dünyada fiyatları giderek artan doğalgaz ve kömür gibi fosil yakıtlar halihazırda Türkiye’nin elektrik üretiminde yaklaşık %60 paya sahip. Oysa Türkiye hem sınırsız hem de ham madde maliyeti olmayan rüzgar ve güneşte büyük bir potansiyele sahip. Türkiye’de son yıllarda rüzgar ve güneş başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına ciddi yatırımlar yapılmasına rağmen, 2021 yılı verilerine göre elektrik üretiminde rüzgarın payı %9,4, güneşin payı da %4,2’de kaldı.
Bununla birlikte Türkiye’de kullanılan fosil yakıtların %78’i ithal edilirken, son bir yıl içerisinde elektrik üretimi için ithal edilen fosil yakıtların maliyeti yaklaşık 30 milyar dolara ulaştı. Oysa Türkiye’nin fosil kaynaklardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi, yani enerji dönüşümünün hızlanması, nihai tüketicinin kullandığı elektriğin maliyetine de yansıyacak.
Türkiye’nin elektrik üretiminde güneş enerjisinin payının artırılması için çalışmalar yapan Solar3GW, yeni yayına başlayan dahaucuzelektrik.com sitesiyle güneşin ve rüzgarın elektrik üretimindeki payının artırılmasıyla maliyetlerin ne kadar düşürülebileceğini ortaya koyuyor.
Solar3GW Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Bahadır Turhan, sitenin kuruluş amacını şöyle anlattı: “Temiz enerji teknoloji maliyetlerinin olağanüstü bir hızda düşüşü önümüzdeki 10 sene boyunca elektrik üretiminde en etkili faktör olacak. Günümüzde özellikle güneş enerjisi, tüm yenilenebilir enerji kaynakları arasında da tüketicisine en ucuz elektriği sağlayan kaynak olduğundan, tüm dünyada büyümesini hızla sürdürecek. Daha ucuz elektrik üretiminin bir hayal olmadığını ve ülkemizde elektrik maliyetlerini ciddi olarak düşürmenin mümkün olduğunu tüm tüketicilere göstermek ve bu konuda farkındalığı artırmak için bu çalışmayı başlattık.”
Turhan, üretimde rüzgar ve güneşin payı arttıkça, elektrik maliyetleri dolayısıyla da tüketicilerin elektrik giderlerinin azalacağını vurguladı: “Nitekim geçtiğimiz 10 yılda planlanan rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarının tamamı hayata geçirilebilseydi, Türkiye’nin güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin yaklaşık iki katına çıkması, elektrik üretim fiyatının da buna bağlı olarak bugünkü seviyesinden %25 oranında düşmesi mümkündü. Bunun ötesinde, güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesinin 2,5 katına çıkarılması durumundaysa, elektrik üretim fiyatı %43 daha ucuz olabilirdi. Rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesinin 3,5 katına çıkarılmasıyla elektrik üretim maliyetinin neredeyse yarıya ineceği, yani bugüne kıyasla elektrik fiyatının yarı yarıya ucuz olabileceğini görebiliyoruz. Türkiye yine de güneş ve rüzgar yatırımlarında geç kalmış değil, bu konuda çok ciddi ve büyük bir potansiyele sahibiz. Her yıl güneş ve rüzgar enerjisinde en az 3’er GW yatırım yapabilecek potansiyelimiz var.”
dahaucuzelektrik.com’daki elektrik piyasası senaryolarının hesaplamalarını yapan enerji danışmanlık şirketi APlus Enerji Ortağı Volkan Yiğit ise çalışma için hesaplamalarında Türkiye elektrik piyasası için geliştirdikleri tahmin modeli AVIEW MarketSim’i kullandıkların vurguladı. Güneş ve rüzgar enerjisinde kapasite artışını öngören senaryolar incelediğinde, elektrik fiyatlarında çok ciddi bir düşüş olabileceğini söyleyen Yiğit, “Geçtiğimiz 10 yılda planlanmış güneş ve rüzgar kapasite artışlarını gerçekleştirebilseydik, Ekim ayı için hesapladığımız elektrik maliyeti yaklaşık %25 daha ucuz olabilecekti. Daha iddialı yenilenebilir enerji kapasite artışı senaryolarında ise aynı dönem için elektrik maliyetinin %50’ye varan oranlarda düşebileceğini de bu çalışmada gördük. Güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarında bugün atılacak olumlu adımlar, yüksek elektrik maliyetlerine karşı ülkemizin enerji sistemini çok daha dayanıklı hale getirecektir” dedi.
Diğer yandan teknolojik gelişmelerle birlikte son 10 yılda güneş santrallarının maliyetleri dolar bazında yaklaşık %65, rüzgar santrallarının maliyetiyse yaklaşık %45 oranında düştü. 2020 yılından bu yana da tüm dünyada güneş ve rüzgar yatırım maliyetleri kömür yatırımlarından daha düşük. Gittikçe ucuzlayan teknolojiye erişim ve buna bağlı olarak azalan kurulum maliyetleriyle yenilenebilir enerji, elektrik kurulu güç gelişiminde giderek payını artırıyor. Özellikle güneş enerjisinin, elektrik üretiminde en uygun maliyetli enerji kaynağı olmasıyla hem dünyada hem de ülkemizde büyümesini hızla sürdürmesi bekleniyor.