lman vatandaşı aktivist Peter Steudtner, 5 Haziran’da Büyükada’daki toplantıda gözaltına alınmış ve önceki gün çıkarıldığı mahkemede 8’i Türk 9 kişiyle birlikte tutuklanmıştı. Steudtner’in tutuklanmasına Almanya’dan bugün çok sert tepkiler geldi. Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, “İnsan hakları aktivistinin tutuklanmasının aşırı olduğunu ve kanunla uyumlu olmadığına inanıyoruz” dedi. “Türkiye’ye çok fazla sabır gösterdik ki bazen bunu yapmak hiç kolay olmadı” diyen Gabriel sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye ile ilişkilerimiz daha önce olduğu gibi devam edemez, Alman şirketlerinin tehditler mevcutken Türkiye’deki yatırımlarını nasıl garantiye alabileceğimizi bilemiyoruz. Önümüzdeki günler ve haftalarda AB’deki ortaklarımızla Türkiye’nin AB üyeliği hedeflerini ele alacağız. Mevcut şartlarda Gümrük Birliği’nin genişletilmesi konusunda nasıl görüşmeler yapılabileceğini düşünemiyorum. Alman hükümeti (Türkiye’ye yönelik) başka adımları da değerlendiriyor.”
Bakan Gabriel’in ardından konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel de bakanının bu sözlerini yineledi. Merkel sözcüsü aracılığıyla yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in açıkladığı önlemlerin Türkiye’deki gelişmeler düşünüldüğünde “gerekli ve kaçınılmaz olduğunu” ifade etti.
TÜRKİYE’DEN İLK YORUM: BU SEÇİM YATIRIMI
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Almanya’dan ardı ardına gelen bu açıklamaları, Ak Saray’da düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi. Büyükada’daki soruşturma sonrasında yapılan tutuklamalara Alman makamlarının tepkisinin sorulması üzerine Kalın, şu ifadeleri kullandı: “Bu talihsiz açıklamaların Almanya’da yaklaşmakta olan seçimlere yönelik bir iç siyaset yatırımı olduğunu düşünüyoruz. Almanya’da moda haline geldi Türkiye karşıtlığı. Özellikle sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik paronaya düzeyindeki husumetin karşıtlığın Alman siyasetinde pirim yapmaya başladığını görenler şimdi bu vagona atlayarak kendilerince puan toplamaya çalışıyorlar. Onların akıl tutulmasından kurtularak rasyonel bir şekilde düşünmeleri gerekiyor. FETÖ’cülerin en çok gittiği yer Almanya oluyor. Bununla ilgili dosyaları önlerine koyduğumuzda yargı bağımsızlığı var diyorlar. Türkiye’de niye saygı duymuyorlar. Türkiye’de yargının sürekli talimat alan bir kurum olmasını işitiyorlar talimatı da kendileri verecekmiş. Bu bir kere her şeyden önce Türk yargısına bir saygısızlıktır. Türkiye gibi bağımsızlığını, egemenliğini kimseyle paylaşmayacak bir ülkeye karşı saygısızlıktır. Bu konuda onlar buradaki yargıya saygılı olacaklar. Böyle bir şey asla söz konusu değil. Bugüne kadar herhangi bir Alman firmasına soruşturma yapılmış mı, haksızlık yapılmış mı? Böyle bir şey yokken böyle bir şey ortaya atmak ilişkileri feda etmek demektir buna asla razı olamayız” dedi.
‘ALMAN YATIRIMCILARIN ZİHİNLERİNDE TEREDDÜT OLUŞTURMAYA ÇALIŞMAK KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL’
Kalın sözlerini şöyle sürdürdü ” Küçük siyasi hesaplarla ekonomik ilişkileri gölgelemeğe çalışmak Türkiye’deki Alman yatırımcıların zihinlerinde tereddüt oluşturmaya çalışmak kabul edilebilir bir şey değil. Biz Türkiye’deki Alman yatırımlarının güvende olduğunu ifade ettik. Alman turistler misafirlerizdir daha çok görmek istiyoruz. Can ve mal güvenlikleri bize emanet. Burada soruşturma konusu olan kişiler kimlerdir? Polisin ve yargının tespit ettiği kadarıyla illegal faaliyet içerisinde olan kişilerdir. Bunlarla Alman vatandaşlarını aynı kefeye koymak siyasi sorumsuzluktur. Kabul etmiyoruz. Biz Almanya ile ilişkilerimizin iyi olmasını istiyoruz. Karşılıklı saygı ve çıkar ilişkileri içinde olmalı. Ama kimse parmak sallayarak Türkiye’yi hizaya getirmeye çalışmasın. Bu tür popülist çıkışlarla Türk – Alman ilişkilerini gölgelemek yerine reel sorunlara yönelmeleri ve ilişkileri olması gereken raya oturtmaları gerekmektedir.”