Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), Fosil Yakıtların Ötesi (Beyond Fossil Fuels), Greenpeace Akdeniz, İklim İçin 350 Derneği, TEMA Vakfı ve Yeşil Düşünce Derneği’nin birlikte yayınladığı karnede eksileri ve artılarıyla Türkiye’nn iklim politikasındaki gelişmeler değerlendirildi.
Değerlendirmenin tam metni şöyle:
“27 Aralık 2023, 2023 yılı, rekor kıran küresel sıcaklıklar ile tarihe geçti. Bu yıl yaşadığımız sel felaketleri de iklim için harekete geçmediğimiz her saniye bizi daha büyük felaketlerin beklediğinin kanıtı.
İklim değişikliği alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, Türkiye’nin 2023 yılında iklim alanında attığı olumlu ve olumsuz adımları derleyerek Türkiye’nin 2023 İklim Karnesini çıkardı.
Karnede, Türkiye’nin 2023 yılında yenilenebilir enerji alanındaki hedefleri, adil geçişin resmi belgelerde ilk kez yer alması olumlu olarak değerlendirildi.
Türkiye’nin hala kömürde ısrar etmesi, yeni nükleer santraller kurma planları yapması, iklim hedefini iyileştirmemesi, İklim Kanunu taslağını sivil toplumla beraber hazırlamaması ise karnede olumsuz olarak değerlendirildi.
Türkiye’nin İklim Karnesi şöyle:
ULUSAL ENERJİ PLANINDA ÖNCELİK KÖMÜR VE NÜKLEERDE
Bu sene başında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından sunulan 2023-2035 Ulusal Enerji Planı’nda, yenilenebilir enerjiye dair olumlu hedefler olsa da kömürden çıkış kararının yer almaması Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi ile uyuşmuyor. Diğer yandan Bakanlığın planda güneş ve rüzgar yatırımları yerine elektrik üretimi için nükleer santral yatırımlarını teşvik edeceğini görüyoruz. Oysa EMBER’in yeni raporuna göre, Türkiye’nin sadece çatılarında bile en az 120 GW’lık güneş enerjisi potansiyeli mevcut ve bu Türkiye’nin 2022 yılı toplam elektrik tüketiminin %45’ine denk geliyor.
İKLİM KANUNU’NDA SİVİL TOPLUM YOK
Türkiye’nin yürüteceği iklim politikalarına hukuki zeminini oluşturacak İklim Kanunu taslağı İklim Değişikliği Başkanlığı’nca hazırlandı. 2024 yılında Meclis’e gelmesi beklenen taslak hazırlanırken maalesef iklim alanından sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınmadı. Uzman görüşleri ile hazırlanması gereken bu kanunda 2030 yılına kadar % 35 mutlak emisyon azaltım hedefi yer almalı, kömürden adil bir çıkış hedeflenmeli. Kanunla, biyolojik çeşitlilik ve doğal sistemler korunmalı, uyum mekanizmaları kurulmalı ve bağımsız bir bilim kurulu oluşturularak süreç takip edilmeli.
GÜÇLÜ BİR İKLİM HEDEFİ YOK
Sivil toplum örgütleri, COP28 öncesinde, güçlü bir iklim hedefinin ekonomik büyüme, enflasyonla mücadele, yoksulluğun giderilmesi, enerjide bağımsızlık gibi ekonomik faydalar getireceğini belirterek Türkiye’nin iklim hedefini 2030’a kadar en az %35 mutlak emisyon azaltımı olarak güncellemesini talep etmişti. İklim Değişikliği Başkanlığı 2030 iklim hedefini güncellemedi ve Türkiye’nin emisyonlarını 2030’a kadar %30’tan fazla artırma öngörüsünü korudu. Ancak zirveden çıkan karara göre hedefini 2024 yılının sonuna kadar güncellemesi gerekiyor.
ADİL GEÇİŞ, PLANLARA GİRDİ AMA YETERSİZ
Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın Orta Vadeli Programında ve 12.Kalkınma Planında yeşil dönüşümden etkilenecek sektör ve meslekler ele alındı ve “adil geçiş” kavramına yer verildi. Türkiye’de ilk kez adil geçiş kavramının resmi belgelerde yer alması olumlu bir gelişme olsa da bu geçişin hangi alanlarda ve nasıl olacağı hala net değil. Yeşil dönüşümden etkilenmesi beklenen sektörlerin başında kömürden elektrik üretimi geliyor. Kömürlü termik santrallerin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aşamalı olarak kapanması gerekliliği kaçınılmaz, bu süreçte kömür bölgelerinde yaşayan madenciler ve aileleri başta olmak üzere kimsenin geride kalmadığı bir adil geçiş için bugün planlamaya başlamamız gerekiyor.”