Adalet Bakanlığı istatistikleri, ülkemizin toplumsal, kişisel, cinsiyet ve ilişkiler yönünden tam bir ne olduğu, ne olmadığını gösteren rakamlardır.
Bayram içinde Adalet Bakanlığı, Türkiye’nin Dava Atlasını açıkladı.
Hangi ilde, hangi bölgede, ne tür davalar çok, rekorlar nelerde, sorun ne?
Bu istatistikleri okuyunca budan yıllar önce Sabah, Yeni Asır ve Takvim Gazetelerinde çıkan ‘İzmir’de her yıl 10 Bin Çift Boşanıyor’ içerikli haberim aklıma geldi.
O zamanlarda boşanma davaların daha hızlı yürümesi ve uzman hakimler tarafından görülmesi için Aile Mahkemeleri yeni açılmıştı.
Haberimin çıktığı gazeteyle yanına gittiğim Aile Mahkemesi Hakimi, ‘Ali bey, bu haber doğru mu? Biz tek teke boşadığımız için bilemiyoruz. İzmir için, aile kavramı için çok kötü bir rekor’ demişti.
Kaynağın Adalet Bakanlığı istatistikleri olduğunu söyleyince, haberin doğruluğu konusunda şüphesi de kalmamıştı hakim beyin.
Sohbet boşanma konusu üzerine olunca, istatistiklere dayanmayan bir başka çıkarımı paylaşma gereği hissettim.
‘Hakim bey, bu istatistikler aile kavramı anlamında kötü ama daha kötü halli de var’
‘Daha kötüsü ne olabilir?’ diyen hakim beye, ‘Şöyle düşünün, İzmir’de her yıl 10 bin çift boşanıyor. Yaşları ne olursa olsun, bunların en az yarısı zaman içinde yeni birisiyle, yeni bir evlilik veya evlilikler yapıyorlar ihtimali var. Bu durumda, kimin ilk karısı, kiminin üçüncü kocası, kiminin ikinci karısından oğlu, kiminin ise son kocasından kızı öznesi çoğalmaya başlıyor. Bu dağılmış evliliklerden, değişken ebeveynlerin çocukların, büyüyen gençlerin içinde bulunduğu ruhsal durumları düşünün.’
İkimiz de birbirimize bakıp, düşünceye dalıp, sustuk.
Adalet Bakanlığının önceki gün yayınlanan Türkiye’nin Dava Atlasını incelediğimde, gördüğüm iki net sonuç var.
Birincisi Türkiye’nin denize kıyısı olan bölgelerinde Boşanma Davaları rekor kırıyor, ikincisi Türkiye’nin denize kıyısı olmayan bölgelerinde ise Tazminat Davaları rekor kırıyor.
Kıyı kesimler can derdinde, iç kesinler mal.
Kıyı kesimler, hayatı yaşarken, daha sorunsuz, daha keyifli hayatı yaşamak için hukuk mücadelesi içindeyken, iç kesimler daha sorunsuz, daha keyifli hayatı yakalayabilmek için hukuk mücadelesi veriyor.
Bir çok test ve tahliller yaptıran hasta doktora sormuş, ‘Doktor Allah’ın seviyorsan bana doğruyu söyle, daha ne kadar yaşarım?’
Doktor hastanın yüzüne bakmış, elindeki test ve tahlil sonuçlarına bakmış, ‘Doğruyu söylememi istediğine emin misin?’ demiş.
‘Evet, her şeye hazırım. Doğruyu bilmek, kendimi kandırmak istemiyorum’
Doktor ayağa kalkmış, elindeki dosyasını hastasına uzatmış, ‘Ölene kadar yaşarsın’ demiş!
Ölene kadar yaşayın İnşallah!