Anlaşma ile Yunanistan’a geçişler durdu, Ege’de dramlar bitti. Peki ya AB verdiği sözleri tuttu mu?
Suriye’de altı yıldır süren iç savaşın yol açtığı mülteci krizine acil çözüm üretmek için AB ile Türkiye arasında imzalanan 18 Mart mutabakatı bir yılı geride bıraktı. Ancak, Ankara’nın yaşadığı her siyasi krizde AB’ye ‘tehdit unsuru’ olarak kullandığı mutabakatın geleceği belirsiz. AB, Ankara’ya gönderdiği raporlarında 18 Mart mutabakatının planlı bir şekilde uygulandığını söylese de, Ankara’daki yetkililer “Her şey siyasi krize bağlı” diyor.
AB Komisyonu, 18 Mart mutabakatının ardından nasıl bir ilerleme sağlandığına ilişkin son raporunda “Bir yıl geçtikten sonra zor koşullara rağmen somut sonuç alınmaktadır” tespitini öne çıkardı. Türk makamlarının da onayını alan rapora göre;
Ölüm ve geçiş bitti
- Türkiye’den Yunan adalarına geçişler Ekim 2015’te günde 10 bin kişiyken bir yıl sonrasında bu rakam 43’e düştü. Buna göre, Yunan adalarına geçen kişi sayısı yüzde 98 azaldı.
- Mutabakatın uygulanmaya başlaması Ege Denizi’nde hayatını kaybeden kişi sayısında da ciddi değişiklikler yarattı. Son bir yılda sadece 70 kişinin Ege Denizi’nde hayatını kaybettiği tespit edilirken, “Bu durum, insanlık trajedisi olma niteliğini korusa da 2015-2016’nın aynı döneminde yaşamını yitiren bin 100 kişi hatırlandığında, ciddi bir azalma görülmektedir” denildi.
- 18 Mart mutabakatının uygulanmaya başlamasının ardından toplamda bin 487 kişinin de geri dönüş operasyonlarına dahil edilmesi gerçekleştirildi.
- AB Komisyonu, 18 Mart mutabakatıyla Türkiye’ye vaadedilen mali yardımların da yerine ulaştığını düşünüyor. Brüksel’den Ankara’ya ulaştırılan son bilgi notunda “Dağıtımı yapılan fon miktarı 750 milyon euroya ulaştı. 2016-2017 için tahsis edilen 2,2 milyar euronun bir buçuk milyarlık bölümüyle de tamamı uygulanmaya başlamış olan 39 projenin sözleşmesi imzalanmıştır” denildi.
- Son bir yılda Türkiye’den giden Suriyeli mültecilerin AB ülkelerine yerleştirilmesi de hızlandı. 18 Mart mutabakatı Türkiye’nin Yunan adalarından alacağı her bir Suriyeli karşılığında, Türkiye’deki bir Suriyelinin AB ülkesine yerleştirilmesini öngörüyordu ki, bu çerçevede AB ülkelerine yerleştirilen Suriyeli sayısı 3 bin 565 oldu. Yeni yerleştirme operasyonları kapsamında da Türkiye’den 34 bin Suriyelinin daha kabul edilmesi bekleniyor.
Vize serbestisi hâlâ askıda
18 Mart mutabakatı Ege’de göçmen ölümlerin önlenmesi, insan kaçakçılığı zincirinin kırılması ve yasadışı göçün yasal göçle ikame edilmesini amaçlıyor ve bu yüzden ‘1+1 formülü’ne dayanıyor. Türkiye’nin Yunan adalarından alacağı her bir Suriyeli karşılığında, Türkiye’deki bir Suriyelinin de AB ülkesine yerleştirilmesini öngörüyor. Mutabakatın temelini oluşturan bu formülün uygulanması konusunda sıkıntı yaşanmadığını düşünen Türk yetkililer, ‘vize serbestisi ve terör polemiği’ başta olmak üzere, ‘büyük siyasi krizlerin’ mutabakatı açmaza soktuğunu düşünüyor. DW Türkçe’ye konuşan yetkililer, mutabakatın en önemli unsurlarından birinin vize serbestisi olduğunu belirtirken, AB’nin bunu ‘terörle mücadele yasalarının Avrupa standartlarına yükseltilmesi’ kriterine bağlanmasıyla başlayan ve sürekli tırmanan politik krizlerin mutabakatın geleceğini belirsizleştirdiğine dikkat çekiyor. Aynı yetkililer “Türkiye’ye tavsiyelerde bulunurken, Ankara’nın hassasiyetlerini gözetmedi. Krizler büyüdü de, büyüdü. Ve geldiğimiz noktada 18 Mart mutabakatı çıkmaza girdi” diye konuştu.