#TURKOVAC KİMİN ZORUNA GİTTİ!

Ali EYCE

Koronavirüs salgınıyla insanlığın mücadelesi, 2020 yıllarında başladı ve halen devam ediyor.

Milyonlar hayatını kaybediyor, milyonlar hastalığa yakalanıp, yakalanıp, iyileşiyor.

Eski uygarlıkların yaşandığı şehirleri gezdiğimizde bazen o dönemi tahminleriyle anlatan tarihçilerin bir söylemi aklıma geldi, ‘Burada yüksek düzeyde bir uygarlık kurulmuş. İnsanlar şöyle yaşamış, böyle üretmiş ve sonunda bilinmeyen bir nedenle bu uygarlık yok olmuş’

O uygarlıklardan bazıları belki de bugün ki gibi salgından kurtulamayarak yok olmuşlardır kim bilir?

Bugün yaşadığımız çaresiz durumda, eminim bilim insanları salgına karşı ilaç bulabilmek için canla başla mücadele ediyorlar.

O bilim insanlarına finansal kaynak sağlayanlarda bir an önce o ilacın bulunması ve daha çok paraya kavuşmak için bekleyip duruyorlardır.

Şimdilik sadece aşı var.

Virüsle savaşmaya alıştırma egzersizi.

Dünya Sağlık Örgütü’nün acil olarak kullanıma soktuğu, belirli bilimse araştırma, deney ve sonuçlarına göre insanlara verilen işi aşı var. Birisi Biontech, diğeri ise Sinovac.

Dünya bu iki aşıyla ayakta durmaya çalışıyor.

Tedbirleri elden bırakmadan, bu iki aşının egzersiziyle virüse karşı savunma yapabiliyor.

Derken Türkiye’de yaşayan bilim insanları da bir aşı geliştirdiler.

#Turkovac

O da bilimsel araştırmalar, deneyler ve sonuçlarına göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından tıpkı Biontech gibi, Sinovac gibi acil kullanıma izin verilen aşı oldu.

O aşılardan birisi oldu olmasına da tek bir farkla.

O aşıyı Türkler yaptı, o aşıyı Anadolu insanı üretti.

Bizim aramızda bulunan dünyadaki aklı bütün insanlardan daha çok çalışan, hayatı komplo teorileri üretmekle geçen, Anadolu’nun insanı ağzında kuş tutsa küçümseyen, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşanmaz bir ülke olarak görüp içinde yaşayanlar, başladılar #Turkovac’ı kötülemeye, boş göstermeye, aciz göstermeye.

Sanırsınız ki bu kişiler, Biontech yapılırken, Sinovac yapılırken o yabancı bilim insanlarıyla birlikte bilimsel çalışma yaptılar.

Sanırsınız ki bu kişiler, virüsü ellerine aldılar, avuçlarıyla içtiler, hastalandırmayan, öldürmeyen etkisini ispatladılar.

Sanırsınız ki bu kişiler, salgının olmadığı bir ülke buldular, virüsten kurtulmak için bir ilaç ürettiler, aşının tam da karşısında durdular.

Hani meşhur bir hikâye vardır ya, cehennemde kaynayan kazanlar, kazanların içinde her milletten insanlar ve bir de başında zebani. Kazandan kafasını çıkaran olursa tokmakla vuruyor. Türkiye insanının kazanının başında ise zebani yok. Oradan kafasını çıkaran olursa, aşağıdan çeken oluyor misali.

Hiçbir şey bilmiyorsunuz, bilemiyorsunuz, bilme olasılığınızda yok beyninizi ve çenenize sahip çıkın da, salgınla mücadele insanlığa ve Türkiye’ye kötülük yapmayın.

Ama illa bir şeyler yapmam, bir şeylerle oyalanmam gerekiyor, kendimi boş hissetmemem lazım diyorsanız da, sabununuz alın lavaboya gidin!

İçinizi temizleyin, rahatlayın!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.