Dekim Otel'de artık yollarımızı ayırmış başka mekanlarda sahne almak için kolları sıvamıştım.. Başka başka mekanlarda çalıştıktan sonra Menajer sevgili Cemal Beyaztaş bana ulaşmış TURKUAZ CİTY'de bir extra olduğunu belirterek aslında Kral Atalay Noyaner'in benimle görüşmek istediğini bildirdi.
Bu istek doğrultusun da İlk defa Turkuaz City'ye gidip sahne almıştım.Bu bir düğündü.
Kral Atalay Noyaner'in adını duyardım...
Extra sahne alacağım düğün yan bahçedeydi... Büyük bir heyecanla başladı sahnem.
Şarkılarımı söylerken bahçede hemen kapını girişinde bir kıpırdamalar gördüm...
Evet bahçeye giren Atalay Noyanerden başkası değildi...Heyecanım iki kat artmıştı...
Şarkılarımı ve şovlarımı sergilerken diğer taraftan gözüm Atalay babadaydı.
Bana hiç bakmıyordu... Bu beni üzmüştü.
Neden üzdü? derseniz... Atay Noyaner gibi gazinocular kralının bizatihi gelip birini izlemesi büyük bir olay...
Ha şunu da unutmadan söylemek isterim. Atalay Noyaner baba,gazinocular arasında tek üniversiteli gazinocuydu... Bakımlı ve çok kültürlüydü.
Bir çok ünlü eğer şuan ünlüyse Atalay baba sayesinde ünlüdür...
Ha meşhur ettikleri sanatçılar vefalı mıdır ? derseniz... bence bir çoğu fıs...
Hatta nankör... Bu ünlülerin isimlerini yazımın son kısmında yazacağım.
Neyse çok fazla uzatmak istemiyorum asıl konuya gelmek istiyorum.
Nerede kalmıştık ?... ha sahne aldığım düğüne gelip beni izlemeden gitmesi üzmüştü.
Programım bitti.
Kulise doğru yola çıktım.Aklımda( Mekanı cennet olsun )sayın Atalay Noayner'in kesinlikle benimle ilgili olumsuz sözler söyleyeceği olmuştu.Kafasındaki sahneye uygun tip değildim galiba.
Sağlık olsun deyip kulisin yolunu tuttuğum esnada Sevgili Menajer Cemal Beyaztaş yolumu kesmiş ve '' Atalay baba seni masasına çağırıyor'' demişti.
Bahçe de hemen ilk masa, onun çalışma ve misafirlerini ağırlama masasıydı. Bir çok kararları burada alırdı.
Oturdum masaya...
Başladık sohbet etmeye...
Hoş sohbeti olan bir adam. Karşısında ki her görüşe sayı gösteren biri. Şeker mi şeker.
Bembeyaz dişleri kısık ses tonu ve gülerken kapanan gözleri...
Ve.... Bombayı patlattı BABA NOYANER... Seninle çalışmak isterim. ne dersin?
Ben Şok...
Şaşkınlık içerisinde kendisine '' iyi de baba, beni hiç izlemediniz.Bir kez olsun bakmadınız bana''dedim.
O'da bana ''sana neden bakayım. Ben misafirlere baktım dakikalarca gözlerini senden alamadılar.Bu kişi aradığım kişi dedim. Üzülme sen buraya başladıktan sonra seni bol bol izlerim '' dedi.
İşte farklı bakış açısı ile gazinocular kralı farkını burada gösterdi.
Sonrasında yıllarca sahne aldım burada.Kendisi hakkın rahmetine kavuşunca Evlatları Berna Noyaner ve Tayfun Noyaner ile yıllarca çalışmaya devam ettik..
Binler buraya aklıyordu... Resmen İzmir Tüm özel günlerini burada kutluyordu.
Yeniliklere açık farklı eğlence anlayışı ile Berna Noyaner hanım işi göğüslemiş zirvelere çıkarmıştı mekanı.
Evet orası artık Eğlencenin başkenti idi.
Çocuklar için özel tasarlanan oyun parkı... Güvenliği ile alkış almış bir mekan.
Yemeklerine- içeceklerine ve hizmete önem vermişti.
Öyle bir sistem kurmuştu ki self servis-Alakart-ve fix menü uygulamaları ile her keseye uygundu.
En kaliteli sesleri buluşturuyordu İzmirlilere.
İzmirliler Şehir dışında misafirlerini ilk Turkuaz City'e getirirlerdi.
Sonra bildiğim kadarıyla belediye ile yaşanan sıkıntılar yüzünden kapandı bu efsane mekan.
Aradan uzun bir zaman dilimi geçti...
Kapandıktan sonra hiç uğramamıştım oraya.
Geçen gün değerli arkadaşım Erman ve Melih Erdoğan'ın evine sabah kahvaltısına konuk olduk.
Kimler mi vardı?.. ben Kıymetli sanatçı dostum Ersin Kuşkanat ve yine kıymetli dostlarımdan Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı öğretim görevlisi Barış Doğan hocamın yanısıra Kazancı Hazır sıva'da satış pazarlama bölge sorumlusu sevgili Buğra Arifoğlu vardı.
Kahvaltıdan sonra çay içmek ve güzel hava almak için İnciraltı'na gitmeye karar verdik.
Engelliler parkına girelim dedik. Otopark sorunu yaşadığımız için TurkuazCity'nin otoparkına girmeye karar verdik.
Bu esnada o parka girerken bir hüzün kapladı beni.
Turkuaz'ın bahçesine girerken gördüğüm görüntü beni çok üzmüştü. Sahne aldığım bahçenin yerini bile zor belirledik.
Rahmetli Atalay Noyaner'in o meşhur oturduğu yerden eser kalmamış..
Gözümde anılar canlandı... Sanki Berna Noyaner abla elinde telsizi,konuşarak karşıdan geliyor gibi.
Gözlerimde yaş süzüldü resmen... Bahçe pes perişan.. Bi gayretle arkadaşlarım kapının ucundan içeri girdi.
Bende içimi hüzün kaplayan duygularımla girdim içeri...
İçeride hiç bir şey kalmamış... Sökülmüş demirler. Yerde Koca koca Televizyonlar vardı.Yerler yağlı gibi kaygan ve beyaz beyaz şeyler vardı...
Hatta burası ''tehlike arzediyor '' dedim...
Kapılar açık ve terkedilmiş gibi...
Okadar duygulandım ki,aldım telefonu elime hemen duygularımı ekrana aktardığım kısa bir video çektim...
Hatta çektiğim videoyu anında paylaşmak istedim. Lakin Berna Noyaner ablama Watsapp tan yollayarak '' eğer senin için bir sakıncası yoksa paylaşmak istiyorum'' dedim.
Onayını aldıktan sonra..
Bu videoyu Facebook sayfamdan ve İnstagram hesabımdan paylaştım.
Yine bu paylaşımın sonrasında izlenme oranına baktım çok yüksekti. Bir çok kişi yorum yapmış ve iyi tatlı anılarını yazmıştı.
Ve bu çekimimden hemen bir gün sonra TURKUAZ CİTY'nin yandığını kül olduğunu duydum.
İlk ben uyurken beni telefonla uyandırıp söyleyen Bahçe Cafe Bar'ın işletmecisi sevgili Raşit Dayanç oldu...
Her zaman olduğu gibi haber anlayışına inandığım MEDYA EGE'ye girip haberi buldum ve okudum... Bir kez daha yıkıldım ve son hali ile beraber anılarım kül olmuştu.
Nişan Düğün Doğum günleri özel geceler... İlk evlenmek telifleri... Dini ve Resmi bayramların en coşkulu şekilde kutlandığı mekan... Yılbaşı baloları vs vs....
Rahmetli Atalay Noyaner baba Narlıdere mezarlığında Turkuaz City'e bakıyor...Daha fazla yazamayacağım beni affeden... Çok üzgünüm çok.