Kıbrıs Şehitleri Caddesi girişinde biraraya gelen Emek ve Demokrasi Güçleri'ne İzmirli gazeteciler de destek verdi. Her gün farklı konunun gündeme geldiği nöbette konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen, Türkiye'de gazetecilik yapmanın hiç de kolay olmadığını anlattı. Gazetecilerin her an saldırıya uğrayabileceğini, hakarete maruz kalabileceğini ve cezaevine atılıp, öldürülebileceğine dikkat çeken Dikmen, “Bunların hiçbiri olmazsa işsiz kalabilirsiniz. Bu coğrafyada 100 yıldır gazeteciler büyük zorluklara karşın “halkın haber alma hakkı” için mücadele ediyor. Her yıl Uğur Mumcu'dan, Abdi İpekçi'ye, Hrant Dink'ten Metin Göktepe'ye kadar bir çok basın şehidimizi anıyoruz. Şimdi yeni yöntem gazetecileri cezaevine atarak susturmak. Son durum 166 gazeteci cezaevinde. Özgür Gazeteciler İnisiyatifi’nin Haziran ayı raporuna göre 5 gazeteci gözaltına alındı, 4 gazeteci tutuklandı. 24 gazeteci hakkında dava açıldı, 2 gazeteci de saldırıya uğradı. Bu rakamlar sadece 1 ay içinde olanlar” dedi.İzmirli gazeteci Gökmen Ulu, Sözcü İnternet Sorumlusu Mediha Olgun'un 38, Cumhuriyet Vakfı Yönetimi'ndeki gazetecilerin 246, Ahmet Şık'ın 185 gündür özgürlüklerinden yoksun olduklarına da dikkat çeken Dikmen, şunları söyledi:“İddianameler, davalar güçlü delilden yoksun. Tutukluluk adeta cezaya dönüşmüş durumda. CHP İstanbul Milletvekili ve gazeteci Enis Berberoğlu'nun tutuklunması ise artık bıçağın kemiğe dayandığını herkese hissettirdi. Biz de İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak İzmirli gazeteci Gökmen Ulu ve tüm tutuklulara moral ve destek vermek. Unutmadığımızı haykırmak amacıyla Silivri Cezaevi'nin yolunu tuttuk. Bir çok kez Adalet Bakanlığı'na başvuru yapmamıza karşın tutuklu gazetecileri ziyaret etmemize izin verilmedi. Biz de sadece o cezaevi önünde bulunup Gökmen'e yazdığımız mektubu iletmek istedik. Öğrendik ki, dışarıdan mektup bile içeriye giremiyormuş.
Cezaevinin 1 kilometre çevresinde topluca durmak, fotoğraf çektirmek, açıklama yapmak dahi yasak. Biz de karayolu üzerindeki cezaevi tabelası önünde açıklama yapmak zorunda kaldık. Silivri, daha önce de zülmün adresiydi şimdi de. Oradaki arkadaşlarımızı, meslektaşlarımızı yanlız bırakmayacağız. Biz İGC olarak 900 üyemizle tutuklu gazeteciler özgür kalana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Adalet Nöbeti etkinliğini düzenleyerek tutuklu gazeteciler konusunu gündemde tutan, parmaklıklar ardına moral gönderen Emek ve Demokrasi Güçleri'ne de teşekkür ediyorum.”
“Adalet ekmek ve su gibidir”
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Disiplin Kurulu Üyesi Emine Uyar da, Türkiye'de adalet olmadığını belirterek, “Gazetecileri susturamazsınız. Gerçekleri susturamazsınız. Bu ülkede gerçekleri yazacak gazeteci her zaman çıkacaktır. Adalet ekmek ve su gibidir. Herkese gereklidir. Tüm emekçileri örgütlenmeye çağırıyorum” diye konuştu.