ÜÇ YANLIŞ BİR DOĞRUYU ÖLDÜRDÜ!

Ali EYCE

Daha önceleri de yazdım.

Geçmiş aylardaki köşe yazılarımda.

Uyardım.

Ağustos ayındaki rakamları görünce ‘Ha Gayret’ dedim.

Eylül ayındaki rakımları görünce ‘Birlikte başaracağız’ dedim.

Başardık!

Artık günlük ölü sayımız 100’leri geçti, günlük korona virüs salgınını yakalanan sayımızı ise maalesef 4 binleri geçti.

Bu hep birlikte, küçük kurallara, maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymayarak güç olanı, olmaması gereken başardık.

Bu hafta sonu olmak üzere yasaklar da başladı. 

Birçok işyeri kapandı. Kapanmayanların hizmet şekli kısıtlandı.

Daha rakamlar artarsa,  ne olacağını hepimiz biliyoruz.

Evlerden kafamızı dışarı çıkaramayacağız.

Evde oturup,  yaşadığımıza, nefes aldığımıza, suç içtiğimize şükür edeceğiz.

Bir şükürde, dünyada birçok ülkede ölümlerin artmasına rağmen bizdeki artışın dünya geneline göre daha az olması. Biraz daha dikkat etsek, dünyada bu salgına yakalanmayan Türkiye’yi sağlıklı yaşanabilecek ülke olarak seçip,  buralara akın edecek.

Bir de aşı konusu var!

Umutla beklediğimiz tıpkı Mart, Nisan aylarını bekler gibi.

Aşının bu kadar geç bulunabilmesi de beni düşündürdü.

Dünya eğitim sisteminde gerçekten iyi bilim adamları yetiştiremediğimiz, yetişmediğinin bir göstergesi mi acaba?

Öyle ya, üniversite eğitimi görenler bilir, kimin nasıl akademisyen olduğunu, akademik kariyerler aldığını, akademisyenlerin eğitim adına, bilim adına ne ürettiklerini?

Bence bu eğitim sistemi içinde, biz gerçekten bilim adamı olacak, araştırma yapacak ve sonuçlara ulaşabilecek beyne sahip insanları da, bilime küstürdük.

Üç yanlışın bir doğruyu götürdüğü sistemden bize düşen.

Üç yanlış bir insanı öldürdü sanki!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.