Gazeteciliğin gerçek anlamda özgür kalemlerinden birisiydi Uğur Mumcu!
Bunu söylerken siyasi düşüncesi veya hayat görüşüne göre söylemediğimi peşin söyleyeyim.
Biz gazetecilerin hayatta tek ilkesi vardır, nerede olursa olsun, hangi şartlarda olursa olsun, doğruya konuşmak, doğruyu yazmak, doğruyu savunabilmektir.
Bunun yolu da elimizdeki tek güç olan özgürlüğümüzü, özgürce kullanabilmemizdir.
Günümüzde üç maymunu bu kadar çok oynayan, gösteren, yaşatan insanlar varken birilerinin gördüm, duydum, bildim ve yazdım demesi en erdemli davranıştır.
Bu davranışı sergileyebilen de Uğur Mumcu gibi gerçek anlamda özgür gazetecilerdir.
Üniversite yıllarında rahmetli Uğur Mumcu'yu canlı olarak dinleme fırsatım oldu.
Üniversite gençliği olarak o dönemin Cumhuriyet Gazetesi'nin güç kalemleri de vardı.
Ekmekçi gibi, Balbay gibi!
Anlattıklarını dinlerken, ne anlattıklarından daha çok neyi, neden anlattıklarını hep düşündüm.
Söz harflerden oluşur, cümle kelimelerden oluşur ama hepsinin varış noktasında ne, neden, niçin ve nasıl sorusunun cevabı vardır!
Rahmetli Mumcu, o dönemde Orta Doğu Büyük Projesi'nden bahsetmişti.
O projeden bahsederken de gerçek bir Türkiye sevdalısı olarak, yükseltilen ve günü geldiğinde dayatılabilecek Kürk faşistliğinden bahsetmişti.
Yıl kaç derseniz 1992!
Yani 33 yıl öncesi!
Son yıllarda, bugünlerde, o günlerde söylenenlerin ne kadar değerli olduğunu, ne kadar ileri görüşlü olduğunu ve ne kadar Türkiye sevdası dolu olduğunu net anlıyorsunuz.
Uğur Mumcu'nun hain saldırıda öldürülmesinin nedenleri gibi.
Gazeteci için yazmak mı zor, bilmek mi?
Ne yazmak!
Ne bilmek!
Zor olan gerçekleri, olabilecekleri önceden düşünerek, görerek, bilerek, maddi veya manevi beklenti içinde olmadan konuşabilmektir.
Bugün Uğur Mumcu'yu ananlardan birisi olarak, onu anlayabilenlerden birisi olarak bu yazıyı yazma gerekliliği duydum.
On ananların da onu anlamasını bekleyerek.
Teferruatlara takılmadan Türkiye sevdalısı olabilmenizi dileyerek.
Kimliklere, kişiliklere, maddi ve manevi değerlere, farklılıklara takılmadan Türkiye sevdalısı olabilmenizi dileyerek.
"Türk, İsviçre Medeni Kanununa göre evlenen, İtalyan Ceza Yasasına göre cezalandırılan, Alman Ceza Mahkemeleri usulü yasasınca yargılanan, Fransız İdare Hukukuna göre idare edilen ve İslam Hukukuna göre gömülen kişidir" diyen Uğur Mumcu gibi!
Vesselam!