Karşıyaka Belediyesinin neler yapıp yapmadığını göremeyecek kadar önyargılı ve cehalet ürünü yaklaşımlarını ciddiye almayabilirdim. Karşıyaka’nın ulusal ve uluslar arası platformlarda kazandığı başarıların yarattığı kıskançlığa ve fesatlığa yorabilirdim. Söyleyecek bir şey bulamayanların, gündem yaratma adına esef verici çırpınışı olarak değerlendirip, gülüp geçebilirdim.
Ama aziz şehitlerimiz üstünden duygu sömürüsü yapılmasını, boğazına kadar batağa batmışların, sütten çıkmış ak kaşık havasında davranmasını, akıl ve vicdan sahibi hiçbir insan hoş göremez, gülüp geçemez. Bunun için, partili olmak değil, insan olmak yeter.
Şehitlerimize “kelle” diyen bir zihniyetin ve temsilcilerinin, Cumhuriyet değerlerine, bu uğurda ömürlerini tüketmiş olanlara, büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşlarına yaklaşımı, cümle alem tarafından bilinmektedir. Demokrasiye, çağdaşlığa, laikliğe, kadın ve çocuk haklarına dair her sözleri ve eylemleri, bu ülkenin belleğinden ve dünya utanç tarihinin sayfalarından silinmeyecektir. Kendilerini akıllı ve kurnaz, halkı güdülecek sürü gibi görenlerin, öncelikle kendilerini ahlak, vicdan ve samimiyet testinden geçirmeleri gerekmektedir. O kadar çaresiz ve gözü dönmüş haldeler ki, sadece son bir iki ay içinde körfezin en büyük bayrağının Karşıyaka’ya dikildiğinden, 1915’de Çanakkale’de şehit düşen Karşıyakalı Şehitler için ilk kez anıt yaptırıldığından habersizdirler. 23 Nisan onuruna Atatürk heykeli açıldığını, bu anlamdaki duruşun son örneği olarak, Karşıyakalı şehit Üsteğmen İsmail Cazgır evladımızın adının, büyüdüğü sokağa verildiğini bilmemektedirler. Bunu öğrenmek için, Karşıyaka’nın sokaklarında dolaşacak ve halkla yüzleşecek cesarete sahip olmak gerekir. Bütün bu işler, Karşıyaka Belediyesi tarafından yapılmaktadır. Güneşi sıvayamadıkları çamur, üstlerinden başlarından akmaya başlamıştır. Mavişehir’de belediyeye ait olan spor salonuna “Mustafa Kemal Atatürk” adının verilmesi, belli ki beyanat sahiplerini hayli rahatsız etmiş bulunuyor. Tam da, 19 Mayısları, 23 Nisanları, 29 Ekimleri halkın belleğinden silmeye kalkışanlara yakışan bir tutum sergiliyorlar. Amaç ne şehitlerimizin acısı, ne de futbol takımımızın düşmesinin yarattığı üzüntüdür. Demagojinin en berbat örneğini verenler, saçma sapan bahaneyle bir sevinci gölgelemeye kalkacağına, örneğin şunların hesabını vermelidir: merkezi iktidarınız oy deposu gördüğü yerlere, her gün yeni uyku tulumları sıralarken, siz İzmir sporu ve statları için niye kılınızı kıpırdatmıyorsunuz? 104 yıllık bir kulübe kirli siyasetinizi nasıl soktunuz, kimleri kulübe tebelleş etmeye kalktınız, “Karşıyakalılık Ruhunu”nu nasıl incittiniz? Büyükşehir’in, Karşıyaka Belediyesi’nin önerilerini, tekliflerini, projelerini niye yanıtsız bırakıyorsunuz?
Bütün bu gerçekleri unutturarak, rekor oyla seçilmiş bir belediye başkanını ve kurumunu, itibarsızlaştırabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Sözü uzatmaya gerek yok, soru net: siz “Mustafa Kemal Atatürk” adından niye korkuyorsunuz?
Konser, eğlence şenlik bahanesine sığınanlar, henüz mürekkebi kurumamış arşive bakıversinler. Ulusal günlerin kutlanmasını şehit bahanesine sığınarak yasaklayanların, hangi düğünlerde göbek attığı, hangi doğum günlerinde poz verdiği, sözüm ona alternatif etkinliklerde hangi değerlerimize saldırdığı ve propaganda yaptığı aynen durmaktadır. İzmir’e ve Karşıyaka’ya saygısızlık, kimseye yarar getirmemiştir. Örneğin, belediyeyle halkın birlikte var ettikleri, ödüllerle onurlandırılıp, her yerde örnek alınan “Karşıyaka’nın Filizleri” gibi olağanüstü bir projeyi, asılsız harcama iddialarıyla gölgelemeye kalkanlar, bunu kanıtlamak, kanıtlayamıyorsa istifa edip, utançlarıyla baş başa kalmak zorundadır. Bu kirli ve ikiyüzlü politikaların yanıtı, halkımız tarafından mutlaka verilecek, hesabı mutlaka sorulacaktır. O güne kadar hiç olmazsa, soyadınızın ne anlama geldiğini düşünün.
Karşıyaka hiçbir zaman AKP zihniyetine geçit vermeyecektir.