Üniversitelerde kayıt işlemleri tamamlandı ve önümüzdeki haftadan itibaren üniversitelerde yüz yüze eğitim başlayacak.
Salgın nedeniyle 1,5 yıldır online eğitim vermek zorunda kalan üniversitelerde, salgından daha çok yurt sorunu gündeme oturdu.
Şehir dışından üniversite okuyabilmek için özellikle büyük şehirlere gelen öğrencileri, kalacak yer bulma sorunu yaşamaya başladı.
Bunun nedeni çok basit.
1,5 yıl üniversiteyi kazanan öğrenciler, yüz yüze eğitim olmadığı için okula gitmediler. Doğal olarak barınma sorunu olmadı. Yani nerede kalacağız diye düşünmek zorunda kalmadılar, yer aramadılar, yer tutmadılar.
Sene bu sene oldu, geçen yıl ki kazanan ve yer tutmayan öğrenciler ile bu yıl kazanıp yer tutmak zorunda kalan öğrenciler aynı anda, yüz yüze eğitim almaya başlayınca da taşlar yerinde oynadı, yerler yetmez oldu, kiralar artar oldu.
2020 ve 2021 yılı üniversite öğrencilerin en büyük sorunu da doğal olarak okumak değil, salgın değil, barınmak oldu.
Tüzel ve özel yurtlar doldu, boş olan kiralar ise yüzde 200 katlayarak yükseldi.
Öğrenciler ve veliler barınma sorununu dile getirmeye başlayınca da devletin merkezi ve yerel yönetimleri de harekete geçti.
Resmi kurumların kapıları açıldı, özel yurtlarda fiyat denetimleri başladı ve kiralarla ilgili de sıkı kontroller getirildi.
Bu sıkışıklıktan fırsat bulmaya çalışanlara merkezi yönetim de, yerel yönetim de en güzel şekilde cevaplarını verdiler. ‘Öğrenciler mağdur edilemez, her daim yanındayız’ diyerek.
Üniversite öğrencileri bu ülkenin okumuş gelecek nesli.
Onların sorunları ülkenin gelecekte yaşayabileceği sorunların da temelini oluşturur.
Burada hem siyasi, hem de sivil toplum olarak üzerime çok ama çok sorumluluk düşüyor.
Bu sorumluluk bilinci içinde üniversite öğrencileri için çözüm üretenlere selam olsun.
Üniversite öğrencileri yalnız değildir!