Anadolu insanı yiğittir, Anadolu insanı fedakârdır, Anadolu insanı özgürdür, Anadolu insanı medeniyettir, Anadolu insanı destandır, Anadolu insanı hayattır, Anadolu insanı cesurdur,
Anadolu insanı duygusaldır, Anadolu insanı atacıdır, Anadolu insanı vatancıdır, Anadolu insanı devlettir, Anadolu insanı yürektir.
Bunların hepsini taşıyan bir coğrafya da bağımsız bir devletin, özgür bir milletin yokluğundan bahsetmek tabi ki mümkün değildir. Tarih boyunca da mümkün olmamıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün de en büyük gücü ve en büyüğü kaynağıdır Anadolu insanı.
Ona devlet kurmayı, ona ordu kurmayı, ona cumhuriyet kurma düşüncesinin de en büyük kaynağıdır Anadolu insanı.
İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 99. Yılı kutlu olsun.
Düşman kahrolsun, milletimiz ve vatanımız var olsun.
‘Allah Allah’ sesleriyle, yokluk içindeki cephaneleriyle, kapitalist ülkelerin buyruğu altına girmeyen, girmek istemeyen Türk milleti için İzmir’in kurtuluşu, aynı zaman da Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanı, bağımsızlığımızı nişanıdır.
Samsun’da başlayan, Erzurum’da zemini hazırlanan ve Sivas’ta temeli atılan Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmana attığı son taş yeridir İzmir.
O yüzden İzmir’de hem kurtuluş, hem kuruluş, hem de bağımlık ayrı bir gururla ve onurla kutlanır.
İzmirli Atasını ve onun silah arkadaşlarını, Anadolu’nun kahraman erkekleri, kadınları ve çocuklarını hiç zaman unutmadığı gibi unutmaz da.
Ama neşe içinde, ama hüzün içinde, ama coşku içinde, saygıyla, minnetle ve şükranla onları hep hatırlar ve hatırlatır.
Bugün Kordon’da güneşin batışını seyrediyorsak doya doya.
Bugün Kadifekale’den özgürce İzmir Körfezi’ne bakabiliyorsak.
Bugün denizlerde mavisine, dağlarda yeşiline, tarlalarda sarısına özgürce dala biliyorsak.
Unutmayız, unutturmayız.
Unutursak kanımız kurusun!
Yaşasın, yaşayacak kurduğunuz Cumhuriyet!
Saygıyla.
Minnetle.
Şükranla.