Bazı sanayicilerin, süte müdahale eden Et ve Süt Kurumu’nu devre dışı bırakmak için lobi faaliyetlerinde bulunduğuna dikkat çeken Özcan, “Hepimiz aynı gemideyiz. Ancak bazı sanayiciler kendini geminin kaptanı, üreticiyi de tayfası olarak görüyor. Bu zihniyetteki sanayici gemiyi batırır. Oysa geminin kaptanı devlettir” dedi.
Hayvancılık sektörünün 80 milyonluk Türkiye nüfusunun yanında, 40 milyon turist ve 4 milyon sığınmacıyla birlikte 124 milyon insanı “yeterli ve kaliteli” beslemek için büyük çaba gösterdiğini söyleyen Özcan, “Besleyen üretici sayısı 1 milyon, hizmet alan insan sayısı ise 124 milyon. Ancak sanayiciyi de biz besliyoruz. Burada üreticiye sahip çıkılması gerekiyor. Et ithal edebilirsiniz, süt de ithal edebilirsiniz ama üretici ithal edemezsiniz. Onları küstürmek değil işlerine daha çok sahip çıkmaları için destek vermek gerekiyor. Fakat görüyoruz ki bazı sanayiciler hala bu farkı anlamıyor” diye konuştu.
KİMSEYE MUHTAÇ OLMAYAN TÜRKİYE İSTEMİYOR MUSUNUZ?
Son günlerde Et ve Süt Kurumu’nun süte olan müdahalesini devre dışı bırakmak için lobi faaliyetlerinde bulunulduğunu ifade eden Özcan şöyle devam etti:
“Ticaretin kuralı bellidir, etik kuralları da bellidir. Et ve süt gibi kritik öneme sahip iki konuda etik ticaret ise en önemlisidir. Bir kazanırken 5 kazanmaya çalışmak etik değil. Hepimiz aynı gemideyiz. Bazı sanayiciler kendini bu geminin kaptanı sanıyor, üreticiyi de tayfası olarak görüyor. Bu zihniyet gemiyi batırır. Oysa biz yelken açmak istiyoruz, büyük denizlere açılmak istiyoruz. Geminin kaptanı devlettir, o sanayiciler de bunu böyle kabul etmek zorunda. Geminin tayfası hem üretici hem sanayici. Hepimiz kol kola çalışmalıyız. Et ve Süt Kurumu neden devre dışı bırakılmak isteniyor? Siz daha çok kazanırken üreticinin çaresizliğe düşmesi kimin işine gelecek? Sizin derdiniz daha çok kazanmak mı yoksa hiç kimseye muhtaç olmayan bir Türkiye mi?”
“KAPTANIMIZA GÜVENİYORUZ”
Kuşadası’nda geçtiğimiz hafta düzenlenen Avrupa Simental-Felckvieh Federasyonu toplantısında Türkiye’nin Avrupa Simental-Felckvieh Federasyonu üyeliğine kabul edildiğini hatırlatan Özcan, “Bu karar, Türkiye’nin hayvancılıkta söz sahibi olmak için çıktığı yolda, geldiği noktayı gözler önüne seriyor. Üç gün süren toplantıda Avrupa, 2023 yılına kadar olan hayvancılık projeksiyonunu çizdi, karara da bağladı. Nerede hangi toplantının yapılacağını, neyi ne zaman uygulamaya koyacağını belirledi.Türkiye ise 2017 yılına yönelik desteklemeleri henüz bu ay belirledi. Oysa 2018 yılı desteklemelerinin açıklanması gerekiyor. Üzerimizdeki bu yavaşlığı atmamız gerek. Biz üreticiler olarak kaptanımıza güveniyoruz, tayfaları olarak kürek çekmeye hazırız. Sadece bize güç vermelerini istiyoruz. Küresel rakiplerimizle yarışmak için desteklemeler zamanında yapılırsa, bu yarışta önde yer alırız” diye konuştu.