Birçok gencimiz bu hafta sonu, ilk defa sandık başına giderek seçime katılacak. Peki, seçim yapmaya çalışmak, adayların seçim stratejileri ve ülkeye hâkim olan seçim havası, ruh halimizi nasıl etkiliyor?
Daha çocukluktan itibaren ‘Anneni mi daha çok seviyorsun babanı mı? Hangi takımı tutuyorsun?’ vb. gibi sorularla seçim yapmaya yönlendirildik. Çocukluğumuzdan bugüne kadar; iki takım maç yaparken bir tarafı seçtik, okulda, sınıfta, ya da kulüpte başkan seçtik, apartmanda, sitede yönetici seçtik, oturduğumuz mahallede, köyde muhtar seçtik, ilimiz, ilçemiz için belediye başkanı seçtik, ülkemizi yönetecek kişiyi seçtik.
Seçim Yapanların Yüzde Otuzu Kendi İdeolojisi Dışındaki Adayı Seçiyor
Uzman Klinik Psikolog Merve Saraçoğlu, seçim havasının ruh halimizi nasıl etkilediğini ve karar verme nedenlerimizi şöyle anlatıyor; “ Genellikle insanlar, kendilerini yönetecek insanı seçerken, vaatleri ne olursa olsun büyük oranda kendileriyle aynı ideolojik yapıda olan adayı tercih ediyorlar. Adayların seçim vaatlerinin yanı sıra diğer adayı kötülemeleri, seçmenlerin kafasında ‘iyi’ ve ‘kötü’ olarak iki seçenek oluşturuyor ve seçmenler kendilerine göre ‘iyi’ olanı tercih ediyorlar. Boston Üniversitesi Psikoloji Laboratuvarı’nın yaptığı ‘seçmen kararları ve değişim’ çalışmasında seçmenlerin % 28’i kendileriyle aynı ideolojide olan aday yerine diğer adayı seçiyorlar. Bunun nedeni olarak adayın; güven veren dış görünüşü ve abartılı olmayan mantıklı vaatler içermesi olarak belirtmişler. Bu çalışma doğru bir stratejiyle farklı görüşten seçmenlerin de ikna edilebileceğini gösteriyor.”
Sosyal Medya Seçim Hakkında Bıkkınlık Yaratıyor
Seçim hakkındaki haberleri eskiden, sadece televizyondan ve gazeteden öğrenirdik ve merakla, heyecanla süreci takip ederdik diyen Uzman Klinik Psikolog Merve Saraçoğlu, günümüzde sosyal medyanın ruh halimizi olumsuz etkilediğini söyledi. Saraçoğlu; “Sosyal medyanın çok etkin kullanılmasıyla birlikte doğru haberlerin yanında yanlış/eksik haberlerin de çok yaygın olması, seçim konusunda ‘bıkkınlık, çok yoğun umut ya da umutsuzluk, endişe, öfke, değişim ihtiyacı’ gibi duyguların yoğunlaşmasına neden oluyor. Soğukkanlılığı korumaya çalışmak, gerekirse gündemden biraz uzaklaşmak, sonuç her ne olursa olsun sakin kalıp karşı fikirlere de saygılı olmak bu süreçte yapılması