Ergenliğe geçiş döneminin çocukların yanı sıra ebeveynlerinde büyük ölçüde etkilediğini söyleyen Üroloji Uzmanı Op. Dr. Evren Işık, “Ergenlik dönemi hem çocuklar hem de ebeveynleri için bir dizi değişimle birlikte gelir. Psikolojik ve fiziksel değişimlerin eş zamanlı yaşandığı bu dönem, yalnızca gelişen bireyi değil aynı zamanda ailesini de etkiler. Testosteron salınımının artmasıyla birlikte çocukluktan erkekliğe geçişin başladığı bu süreçte erkek çocuklarda endişe, kaygı, kendini ispatlama çabası ve maruz kalınan fiziksel dönüşümler neticesinde cinsel farkındalığın üst düzeye çıkması gibi duygu durumları farklılaşması yaşanır” dedi.
Ebeveynlerin ergenlik döneminde çocuklarını anlamaya çalışması kadar onların fiziksel gelişimlerini de yakından takip etmesi gerektiğini dile getiren Işık, “Ergenlik dönemine giren erkek çocukların sesi kalınlaşır ve çatallaşmaya başlar. Böbrek üstü bezlerinin aktivitesinin artmasıyla birlikte özellikle kasıklarda ve koltuk altlarında terleme artar. Yine böbrek üstü bezlerinin faaliyetlerinin artmasına bağlı olarak cilt yağlanır, akne oluşmaya başlar. Ergenlik döneminde kıllanma başlar.”
Bu dönemde çocuğun psikolojik açıdan da değişimler yaşadığını ifade eden Işık, “Ebeveynlerin ergenlik dönemindeki değişimlerle ilgili çocuklarıyla konuşması önerilir. Ergenlik, herkes için radikal değişimlerin yaşandığı, ancak zaman içerisinde oluşturduğu etkilerin unutulduğu bir dönemdir. Dolayısıyla ebeveynler ve çocukları arasında zaman zaman şiddetli tartışmalar yaşanabilir. Erkek çocuklar için bu dönemde ebeveynlerinin yaklaşımları belirleyici öneme sahiptir. Ebeveynler mümkün olduğunca çocukların özel alanlarına müdahale etmemeli, yaşadıkları değişimlerin normal olduğunu aktarmalı ve çocuklarının vücutlarındaki değişimler nedeniyle küçük düşürücü davranışlarda bulunmamalıdır. Bu dönemde yaşanması gereken değişimler henüz ortaya çıkmadıysa ve çocukların fiziksel gelişimleri ideal şekilde ilerlemiyorsa mutlaka uzmanlarla görüşülmesi gerekir. Ergenlik döneminde tespit edilebilen gelişim problemlerinin ileriki yıllarda daha büyük sıkıntılara neden olabileceği gerçeği görmezden gelinmemelidir” diye konuştu.