Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Evrim Aksoy, “Bel soğukluğu yani tıbbi literatürü ile Gonore, cinsel ilişki ile bulaşan ve erkeklerde idrar kanalı iltihabına kadınlarda ise servisit yani rahim ağzı bölgesi iltihabına yol açan bir hastalıktır. Korunma için mutlaka prezervatif kullanımı gerekmektedir. Bel soğukluğu, direkt olarak cinsel ilişki ile bulaşan bir hastalıktır. Hastalığa yol açan ise Neisserria Gonorrhoeae (N. Gonorrhoeae) şeklinde tabir edilen bir bakteridir. Neisserria Gonorrhoeae (N. Gonorrhoeae), bakterisi hastalığın durumuna ve ilerlemesine bağlı olarak medikal yöntemlerle tedavi edilebilmektedir” dedi.
“Bel soğukluğu farenjit gibi boğaz enfeksiyonlarına sebep olabilen bir hastalık”
N. Gonorrhoeae bakterisinin, bu sorunların dışında hastalığı olan kişide; gözde konjuktiva iltihabı, makad iltihabı, prostat iltihabı, üretra iltihabı ve testis iltihabına da yol açabilmekte olduğunu ifade eden Op.Dr. Aksoy, “Bel soğukluğu normal doğum sırasında bebeğe geçebilir. Bu sebeple de yeni doğan bebekte, gözün beyaz bölümü olan konjuktiva iltihap kapabilir. İlerlemesi durumunda ise körlük meydana gelebilir. Bu sebeple annesinde bel soğukluğu olan, yeni doğmuş bebekler için çeşitli antibiyotik ilaçlarla önlem alınmaktadır. Gonore adı verilen bakteri kana geçer ve yayılır. Bu sebeple de kalbin iç dokusunda endokardit ve menenjit gelişebilir. Bu durumda da ‘Dissemine N. Gonorrhoeae enfeksiyonu’ meydana gelir” diye konuştu.
“Bel soğukluğu, çoğunlukla belirti veren bir hastalık değil”
Farklı belirtiler için gidilen doktor muayenelerinde tesadüfen fark edilebildiğini belirten Op.Dr. Aksoy, “Ancak belirti verirse, bu durumda şikayetler 1 ay içinde kendini göstermeye başlar. Bel soğukluğu hastalığı çoğunlukla cinsel ilişkide bulunduktan 4-6 gün sonra belirti vermeye başlar” dedi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Evrim Aksoy, bel soğukluğu belirtilerini şöyle sıraladı:
“Erkek cinsel organından gelen sarımsı, yoğun kıvamlı akıntı, Kadın cinsel organından gelen yoğun kıvamlı, sarı akıntı. Pelvik iltihabı (bu hastalık tedavi edilmezse, kadınlarda kısırlığa yol açabilir), Adet dışı dönemlerde kanama, Adet düzensizliği, Kronik kasık ağrısı, İdrar yaparken ağrı ve zorlanma (sistit), Sık sık tuvalete çıkma ihtiyacı, Boğaz ağrısı (farenjit) olarak sayılabilir.”
Bel soğukluğunun, purelan adı verilen irinli vajinal akıntı, idrar yaparken zorlanma ve yanma, kasık ağrısı gibi şikayetler sebebiyle doktora başvuran kişilere yapılan muayene sonucu alınan kültür antibiogram testleri ile teşhis edilebilmekte olduğunu kaydeden Op.Dr. Aksoy, “Bel soğukluğu hastalığı çoğunlukla antibiyotik ile tedavi edilebilmektedir. Fakat bel soğukluğu etkeni penisilin grubu antibiyotiklere karşı dirençlidir. Bel soğukluğu tedavisi için çoğunlukla tetrasiklin, seftriakson ve makrolid grubu antibiyotikler kullanılmaktadır. Bel soğukluğu mikrobu mevcut olan hastalarda genellikle diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar da mevcuttur. Bu sebeple de STD taraması çoğu zaman başka cinsel yolla bulaşıcı hastalıklar da olabileceği için kişilerde STD (Cinsel yolla bulaşan hastalıklar) taraması yapılmalıdır. Bel soğukluğu hastalığına sahip olan birçok kişi de eş zamanlı olarak chlamydia sorunu da bulunmaktadır. Bel soğukluğunun tedavi edilmemesi erkek ve kadında kısırlığa yol açabilmektedir. Bel soğukluğu mikrobu taşıyan erkekler de genital organlara mikrobun yayılması sonucunda kısırlık problemi ile karşılaşabilmektedirler. Bu nedenle bel soğukluğunun erken teşhis edilmesi oldukça önem teşkil etmektedir” açıklamalarında bulundu.